Tahmin edersiniz ki aramızdaki 2(iki) yaş farkının yüzüme vurulması kalbimi çat çat kırdı. Peki ben ne yaptım? Ertesi gün provaya gitmedim. Gruptakilere de ''Ben hocayla konuştum.'' dedim. Ama cidden konuştum. Müzikçiyle aram iyidir. Dedim ''Hocam arkadaşlardan biriyle hoş olmayan şeyler yaşadık, ben bu oluşumda yer almak istemiyorum.'' Hoca bulmuş tabi benim gibi bir yeteneği bırakmadı. ''Kızım olur mu öyle sensiz bir grup düşünemiyorum.'' Tabii ki öyle demedi. ''Tamam bugün gitme provaya ama iyice düşünmeden karar verme. Şu an pişman olacağın şeyler yapabilirsin.'' dedi. İyi madem dedim ama ben vermişim kararımı. Alper'in yüzünü görmeye katlanamam. Anam dinim ağladı dünden beri.
Neyse işte ben o gün provaya gitmedim, evde test falan çözdüm. Akşam oldu hoop Alper'den mesaj. ''Merak ettim seni.'' Bu mesajlar aslında hoşuma gidiyor. Benimle ilgilendiğini görmeyi istiyorum lakin diğer taraftan sevgilisi var ve ikimizi birden idare etmesine dayanamıyorum. Sevde'yle öpüşüp koklaşıyor, benimle canı sıkılınca mesajlaşıyor ve bana ''Sen kenarda bekle, Sevde'den ayrılınca canım sıkılmasın.'' diyor. Oldu gülüm.
''İşlerim vardı biraz.'' dedim. ''Anladım, bir daha ki cumayı sabırsızlıkla bekliyorum.'' dedi. ''Belki o zaman da işim olur.'' dedim. ''Eninde sonunda sana ulaşabileceğimi bilsem, ne kadar zamanımı feda etmeyi göze alabilirdim tahmin edemezsin.'' dedi. Sanki herif benim peşimden koşuyor ben onu sallamıyorum. Salak işte.
''Bunları konuşmaya gerek yok. Her şey net.'' dedim. Cevap vermedi. Ne diyecek yüzsüz yavşak.
Ama beni görmelisiniz. Ben bir depresyona girdim, bir depresyona girdim, sormayın gitsin. Tabi beni o depresyondan çıkarma işide çilekeş arkadaşlarım Eren ve Hazel'e düştü. Daha önce size Eren ve Hazel'den bahsetmemiştim. Büyük hata.
Onlar benim liseden arkadaşlarım. Yani liseden başka ortamı olmayınca sadece liseden arkadaşları oluyor insanın ve onları seviyorsun falan. Ben de bunları seviyorum. Her yediğim halt ıanlatırım onlar da ne kadar salak olduğumu hatırlatır. Ama bana böyle davranmak lazım. Misal, bunlar benim aşk acısı çektiğimi görüp ''Sorun sende değil onda.'' derse hiçbir etki yaratmaz bünyemde. Lakin eğer ''Ne demeliyim bilmiyorum ki sana Selin. Unutmak zorundasın o malı, küçüksün demiş daha ne desin?'' derse ben çocuğu unuturum. Öyle yani.
Bu durumu bilen arkadaşlarımda söve söve bir hal oldular. Çok günaha girdiler Alper yüzünden. Yazık lan.
Neyse ben bu durumu da atlattım sonunda bir şekilde. Peki ama, sorun bakalım, nasıl?
Ama önce şunu söyleyeyim, gruptan çıkmadım. İyi ki de çıkmadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder