01 Aralık, 2010

Gözleri gözlerimde durdu, felaketim oldu ağladım.

Taş'la tanışmam Alper'in duygularımı mahvetmesinin hemen ertesi günü oldu. Aslında bana müzik odasında prova olduğunu söyleyen arkadaşı Taş dediğim. İsmini bilmiyorum işte, Taş diyim siz anlayın.

Alper dün ters cevap veriyordu ya, bugün konuşmadı bile. Muhatap olmadı benimle. Ve işte bomba geliyor; sevgilisiyle öpüştüğünü bile gördüm okulun arkasında. Tam beni öptüğü yerde. İçim sızlamadı değil Allah'ı var. Üzüldüm falan sonra gittim bir banka oturdum. Benim oturduğum bankın hemen yanında da Taş bir arkadaşıyla oturuyordu. Alıcı gözüyle bir baktım çocuğa. ''Fena değil aslında'' dedim. Sonra bir şey oldu. O da bana baktı. Göz göze geldik. Çok tuhaf hissettim. İçim kıpır kıpır oldu. ''Hay sana ne diyim Selin, bir aşk acısını adam gibi çekemeden diğerine aşık oldun. Salak yemin ediyorum gerizekalısın.'' dedim.

Eve gittim. Sıkıldım bu işlerle uğraşmaktan. Kitap okudum biraz. Uyumuşum okurken. Rüyamda Taş'ı gördüm. Benim o gün çiftlikte Alper'le karşılaşmam gerekiyormuş Taş'ı tanımak için. Her şey Taş içinmiş. Evrendeki tüm rastlantılar...

Aslında evren de bana o an baktığı süre kadar ömre sahipmiş, tek besin kaynağıysa bakışlarıymış..

Hiç yorum yok: