Çelengi Taş'a yolladıktan sonra okula gittim. Hazel ve Eren'e anlattım. Kocaman bir oha dediler. Eren olayı çok beğendi, Hazel insan bir sorar değil mi tripleri falan attı ama çaktırmasada o da fikri beğendi bence. Çok romantiğim. Umarım Alp'te geri tepmez.
Okul çıkışı okul kapısında Alp'i gördüm. Aslında bekliyordum bunu. Adama çelenk yaptırdım boru değil. O da öküz olmadığına göre en azından olumlu ya da olumsuz bir yorum yapar. Söze o başladı.
- Selam.
- Selam.
- Tanışamamıştık. Ben Alp.
Güldüm.
- Biliyorum ama sen beni tanımıyorsun. Ben de Selin.
- Memnun oldum. Ben çok üşüdüm, bir yere oturalım mı?
- Memnuniyetle.
Sırf bunun için bile, harcadığım paraya değer lan. Herifle bir şeyler içme şerefine nail oluyorum şu an!
Gideceğimiz mekana vardığımızda Allah'ım sana geliyorum durumlarındaydım. Kahve bahane'ye getirdi. Deja vu durumlarını yaşadım. Alper'le de buraya gelmiştik ve o zamanlar bulutlar pembeydi, şu anda şimşek çakıyor. İnşallah, inşallah, inşallah bunun sonu da öyle olmaz.
Geçen seferden deneyimliyim, expresso single almadım. İtalyan kahvesi aldı Alp. Ben de aynısından istedim. Beklerken sohbet ettik.
- Nasıl geçti sınavın?
Gülümsüyordum. Gülümsedi.
- Sorulara odaklanmam zor oldu ama harikaydı. O motivasyondan sonra..
Tanrım!! O kadar şirin gülümsüyor ki!
- Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana.
- Aslında fikir çok orjinal. Ve birinin ilgisini çekmek için ne yapman gerektiğini biliyorsun. Tüm okul çelengi konuşuyordu.
- Sahi, akıbeti ne oldu o çelengin?
- Belediye çöplüğüne gitmekten son anda kurtuldu. Okul müdürü bile etkilendi. Bizim sınıfa kondu çelenk.
Bir kahkaha attım. Ulan ne sansasyon yarattım.
- Aslında çok etkileyiciydi. Yani duygularını gayet açık ve orjinal bir dille anlatıyorsun. Kimse ne düşünür korkun yok. Bu güzel. Ama benim için bir çelenge o kadar para vermeye değer mi tartışılır.
- Daha fazlasını bile verebilirim. Bunları duymak bile yeter bana.
Ne kadar yüzsüz biri olsamda benim de ar damarım var ve burada biraz kızardım. Çok hoşuna gitti ama.
O sırada beklemediğim bir şey oldu. Kızaran yanaklarımı okşadı. Eridim ben o sırada. Çünkü tamamen hazırlıksızdım. Hiç tensel temastan falan hoşlanan biri gibi görünmüyordu.
Benim kalbim ağzımda bir halde entel entel İtalyan kahvelerimizi içtik. Nerede oturduğumu sordu. Söyledim. ''Ben de oralarda oturuyorum, seni eve bırakabilirim'' dedi. Balıklama atladım tabii ben bu fikre. Yolda okuldan, müzikten falan bahsettik. Müzikle ilgileniyormuş ama okul grubunu samimiyetsiz buluyormuş. Alper'den konuştuk biraz. Bana yaptıklarından haberdar olduğundan bahsetti. Alper çok sinir olmuş bugün bana. Dikkat çekmeye çalıştığımı söyleyip durmuş. Bir ton kötülemiş falan beni. Ona yollamadım ya, ona kızdı o. Çatlasın.
Yalnız benim kafamı Alp karıştırıyor. İlgileniyor gibi benimle ama belki sadece çelenk fikri ilginç geldiği için ilgilenmiştir benimle. Belki geçer yakında. Bilmiyorum.
Şunu biliyorum, daha önce kimse için çelenk yaptırmamıştım.
Akşam attığı ''Senden hoşlanıyorum sanırım.'' mesajıysa doğru yolda olduğumun göstergesiydi.
2 yorum:
Sonunda beklediğim yerler geliyor.
Asıl bundan sonrasında konuştur kalemini :D
Bundan sonra yakın temas betimlemelerine geniş yer vermeyi düşünüyorum. :p
Yorum Gönder