
Yarın dersaneye gitmiyorum. Geometri çalışıcam annemle. Oh iyi oldu bu. Yarın rehberlikçi 1biyoloji, 1kimya ve 1matematik testini göya ona götüreceğimi sanıyord Yazık, gidemiyorum dersaneye. Nasıl ağlıyorum anlatamam şu an. Gözyaşlarım sel oldu.
Neyse abartmaya gerek yok. Bugün nasıl geçti onu anlatayım. Sabah dersanedeydim, oralar sıkıcı, geçiyorum; sonra annemle alışverişe çıktık. Bu kısmı çok eğlenceli işte. Benim için bir etek, kazak, kaban, uygun çoraplar ve takı aldıktan sonra annem için de birkaç seti oluşturan takı aldık. Para çok herhalde. Neyse ben o kısmına bakmıyorum zaten. Yarın flüt kursuna giderken giyeceğim onları. Zaten flüt çalışımla başını döndürdüğüm bir zat-ı muhterem var kursta, bir de beni insan gibi taranmış saçlarım ve kıyafetlerimle görsün de, ''uzaylılar da flüt mü çalıyor yahu'' diye düşüncesi varsa, o hastalıklı düşüncelerinden kurtulsun. Flüt çalışımla başını nasıl döndürdüğümü de anlatayım.

Benim bir Alman penfriend'im vardı. Onunla good friends çerçevesi içinde konuşuyorduk. Resmini gördüm. Sarı saçlı maviş gözlü tipik bir Alman çıktı. Şirin ama. İngilizcesi çok iyi bir de. Çincesi de var. Fransızca da biliyor en az benim kadar. Yuh yani diyorum içimden onunla konuşurken. Analar neler doğuruyor. Ama böyle dedim diye sarı saçlarını, mavi gözlerini beğendim sanmayın a dostlar. Kültürü falan bol yani, onun için diyorum.
Öyle işte. Başım çok ağrıyor.
9 yorum:
Fülüt kursuna gitmene sevindim doğrusu. benim kızım da niy çalmasını öğrendi. En ağır klasik parçaları çalabiliyor. Onunla gurur duyuyorum. Ayıp olmasın diye ben de mızıka çalmasını öğrendim. Hem de küçük çantama sığıyor bu küçük ağız mızıkam.
Seni takdir ediyorum. Aileni de..
Kızınız gerçekten gurur duyulacak birisi çünkü neyde ağır parçalar çalmak her babayiğidin harcı değil.ne zamandır çalıyor?
Mızıkanın sesi çok hoşuma gidiyor benim. Onu öğrenmek zor mu ve kursu falan var mı?
Teşekkür ederim, ben sizin gibi müziğe yatkın bir aileyi tebrik ediyorum asıl.
sorularımı da sıraladım birden ama, ne zamandır merak ediyordum onları.
Benim küçük kızım bolu İzzet baysal Üniversitesinde okuyor. Önce ilkokulda iken fulut çalıyordu. Sonra üniversiteye başlayınca ney çalmeye başladı. üç yıldır çalıyor. tabi bu sevmekle oluyor. Fulutu de, neyi de kurs almadan öğrendi kendi kendine. Sonra da bir ney hocasına giderek bu gerikalan eksikliklerini teamamlemeye başladı.
Ağız mızıkasının bendeki yeri başkadır. Çantamda en az üç adet ağız mızıkası bulunur. Yoldan geçen herhangi bir kavruk, sümüklü çocuga çalarım ben içimeki hüzünleri. Sonra da ona çantamdan bir tane yepyeni ambalajlı ve janjanlı bir mızıka hediye ederim. onun d zamnki yüz ifadesini anlatamam. Kelimeler yetmez.
Mızıkanın kursu var mı bilmiyıorum ama, agğız mızıkası doğaçllama öğrenilebilir. Sevindiğin zaman sevincini çoşkulu bir armoniye çevirebilirsin. Üzüldüğün zaman da üzüntünü bir hüzüne çevirebilirsin. Yeter ki matem haası çalmamalısın. Çünkü gelecek seni bekliyor. Umutlarınla mutlu olacaksın bunu unutmamalısın.
Ayrıca öykülerini ve postlarını beğeniyorum. Diyorum ya mutlaka bjr yanın profösyonel yazarlık olmalı. insanlık ideali için güzel kalemlere ve güzel yüreklere fereksinim var. AqE azından bu yüreği ben tanıyorum. Sen'sin...
Bir kere daha tebrik etmek istiyorum kızınızı. Sanırım ben tek başıma öğrenemezdim flütü.
Birilerinin daha hüznünü müzikle azaltırken sevincini artırıyorsunuz. Ne hoş.
Matemi de yerli yerinde yaşamak gerekmez mi profösör?
Profösyonel yazarlık düşünüyorum ama başarılı olabilir miyim, olamazsam ne yaparım diye düşünüyorum. Bir de o sorunlar var.
Sevgili Luigi, benim kızımınzda kurguları güzeldir. İyi öykü yazabilir. Bir ara yani ilkokulda bir ulusal radyoda canlı yayın olarak çocuk programı yapmıştı. Keşke devam ettirseydi. Biliyorsun ki bu üniversiteye hazırlık nedeniyle bıraktı. Bu üniversiteye girş ve sınav işi çocuklarımızı sendroma sokuyor. Sınavı kazansan bir türlü, kazanmasan bir türlü. Önemli olan seveceğin bir işi kariyer olarak yapabilmek. İş sdece bir para kazanma aracı gibi görülmemeli. Hele bavnlar mecbur da değil Ama kariyer sahibi olmak bir anlamda insanlık idealinde bir hizmete talip olmak demektir. Eğer istediğin bölümü kazanamaz iseniz buna üzülmemelisiniz. En azından da sevdiğin işin parelelinde bir kariyerin olur ve çalışırken de yumuşak geçiş yapabiliyorsun, Ben hürriyette gazetecilik yaparken, reklam servisine geçtim yönetmen olarak, sonra da reklam ajansı kurdum. Hatta çizgi film yönetmenliğ bile yaptım uluslararası.
Bunu niye anlattım. Hiç bir zaman sitrese girerek ruhi bunalıma girmemeniz gerekmektedir. Aileniz buna dikkat ediyordur. Gerekirse kendinizi yeteneklerinizin doğrultusundeda da yetiştireceksiniz. Kızım iletişim ve medya konusunda herşeyi yapabilir.Ama nedense fen bilgisi öğretmenligini seçti. Ben de saygı duydum.
Sen belki biraz uğraşarak da bir yere gelmişindir fülütte. Sevgili Luigi elbette matem de yaşanır ama, benim sizin için bulunduğum dileklerde matemi yaşamamanızdır. Ama biraz hüzün de yaşayın ki, sevdiklerinizi özlediğiniz anlaşılsın.
Bu arada yazmak ve çizmek konusunda sen başarırsın. Yazma konusunda yeteri kadar ruhunda bir disiplinin var zaten. Eğer yazmaz isen sendeki bütün büyü ve pırıltılar kaybolacaktır. Onun için uyarıyoram zaman zaman sizi. Yazar olamama gibi bir durumunuz yok sizin. Kitap yazarı olabilirsiniz. Senaryo yazarı olabilirsiniz. Radyo ve televizyon programı hazırlayabilirsiniz. Reklam yazarı olabilirsiniz. Yayınevi editörü olabilirsiniz. Daha sayayım mı?
Bu arada iyi ki seni tanımış oldum. Eğer kafanda beliren sorular varsa bunları dinlemek isterim. arzu ederseniz diğer iletişim bilgilerini verebilirim. Zaman zaman paylaşmak istediğin değerler olabilir. Vaktini almış oldum. Teşekkür ederim.
oha. Kıskandım.
Her şey para değil lakin seçtiğimiz mesleğin de karnımızı doyurması gerek en azından. ve bayanlar da bu devirde mecbur çalışmaya, kariyer yapmaya. geçim sıkıntısı aldı başını gitti. Şu anda tabii ki düşündüğüm şey ileride nasıl geçineceğim değil. Şimdiye kadar hep avukat olarak düşünmüştüm kendimi. Okumaktan ve icra etmekten memnun olacağım bir bölüm fakat şu sıralar yazar olmak fikri de cezbediyor beni. Anlayacağınız tam anlamıyla kararsızım.
Şu anda getirdiğiniz alternatifler daha derin düşünmemi sağladı. Ben sadece kitap yazarı olarak yakıştırmıştım yazarlığı kendime. Fakat radyo ve televizyonculuk alanında çalışmak da, neden olmasın.
Teşekkür ederim yardımlarınız için. İletişimde kalmak beni de mutlu edecektir. Bu yaşlarda tecrübeli birilerinin tavsiyelerine sık sık ihtiyaç duyuluyor.
"Sumimizakura oha. Kıskandım." diyor. gülmekteh kırıldım biliyor musun. Ve ben ikinizi kardeş sanıyordum ilk önceleri. Ama siz kıskanmazsınız birbirinizi. Zaten kardeş gibisiniz. Dostsunuz. Siz ikiniz de harikasınız.
Şimdi kariyer konusunu günümüzün birinci maddesi olarak alalım hayatımıza. Ama bunun pilanlamasını da yapmalıyız. İnanın hem hukuk okuyup, yada ilahiyat bitirip gazeteci olan ve televizyoncu olanlar var. Ya da iyi bir kompozitör olan yok mu? Bir ara ben Ünlü kompozitör Hasan Cihat Örter'e de danışmanlık yapmıştım. Bi nevi "Layfkoç" luk.
Fırsat buldukça ve düşüncelerini bir şablona koyma gereğini ve orda da geliştirmek istiyorsak etüdlere başlayabiliriz. Benim hem sizi ve hem de birikimlerinizi detaylı bilme bakımından sorularım olabilir. zamanla bunları sorabilirim. Sizin sorularınızı da değerlendirip, tekrar size geri dönebilirim. Diğer postumda bunlara değiniriz.
Yorum Gönder