
by Scherbius @Deviantart
Benim bir abim var. Bir de ben varım. Annem babam falan da var tabii ama konumuz onlar değil.
Ergen bir insan olduğum için abim çok dalga geçiyor benimle. AB öykü yarışması için öykü yazarken saatlerimi bilgisayar başında geçirirken de gelmiş yanımda saçmalıyordu ben de pür dikkat öykü yazıyordum, meşgulum yani. AB'ye girmemiz benim öyküme bağlı gibi triplerdeydim. ''Of abi çok boş konuşuyorsun.'' dedim. ''Sende skimsonik bir öykü yazıyorsun ben bir şey diyo muyum?'' dedi. Dışarı çıktı sonra.
O zaman moralimin içine etti bıraktıydı. Öyküyü okuyunca annem de o da, beğendiklerini söylediler ama bir ton kusur buldulardı. Özellikle hikayenin sonu hakkında. Sonu beklenmedik bir şekilde gelmiş, erken olmuş, baştan savma durmuş gibi bilimum cümle söyledikten sonra tüm azmimin, hevesimin, umudumun içine biber gazı sıkmışlardı. Ben de 0(sıfır) umut düzeyiyle yarışmaya katılmıştım. Sonucunda dereceye girdiğimi öğrendim, İstanbul'daki ödül töreninie şirin netbook'umu almaya gideceğim ilerleyen günlerde. ehe.
İlde dereceye girmem, ulusalda da dereceye girmem demek olmadığı, şu anda 54 en iyi öyküyle yarıştığım için ulusal yarışmayla ilgili hiçbir beklentim yoktu. Yurtdışı ödülü var. Tabii ki ben de isterim kazanmayı ama düşük bir ihtimal ve hayal kırıklığının lüzumu yok. Neyse asıl söylemek istediğim, annem de pek umutlanmamamı söylüyordu hep fakat demin yeniden okumuş öykümü. ''Didem gerçekten güzel olmuş. İlkinden daha çok beğendim. Ulusal yarışmayı kazanma şansın daha yüksek geldi şu an. O zaman %25 olarak görüyordum. Şimdi %51 ihtimalle olabilir. Neden olmasın?'' falan dedi. Çok mutlu oldum. Annemin öyküler konusunda beni desteklemesi şu hayatta en çok ihtiyaç duyduğum şey sanırım. Ay bir de, annemle bu konuyu konuşurken baktım gözlerini siliyor. Dehşetle ''Anne sen ağladın mı!?'' dedim. ''Hikayedeki kızın durumuna çok üzüldüm ve ben bir öyküye ağlıyorsam o öykü iyidir bana göre.'' dedi. Çok duygulandım lan. Harbiden. Annem bir kere de ben abimin biyografisini yazdığımda ağlamıştı. Şu an çok duygusal anlar yaşıyorum.
Fakat bu duygusal anları bölen bir sorun var. O da ne? Yarınki kimya sınavı. Kendime güvenmiyorum bu sınavda. İlk notum yüksekti, ona güveniyorum. İkincisi, kahrolmayasıca TÜBİTAK için Sliwer'la birlikte tarih projesi hazırlıyoruz. Ölüyoruz, bitiyoruz. Kafamda zilyon tane tilki var hepsinin kuyruğu birbirine değiyor. Hem birkaç hafta bitmeyecek sınavlar, hem projede zamanın daralması ve yetişmeyecek gibi görünmesi stres seviyemi 'over' düzeye çıkartıyor, menapozlu kadınlar gibi durduğum yerde duramıyorum.
3 yorum:
Bu yarışmalar genelde adil davranılmıyor yarışmacılara. Annen onun için fazla umutlanma demiş olabilir. Oysa senin anlatım tarzın ilk üçün içinde görüyorum. İnan ilk beşde de olsan ilk bir gibi değerlisin aslında benim nezdimde. Önemli olan yarışmaya katılmandır. Zaten büyük bir yazar olma istidadın var senin. İyi bir yazar olma konusunda da ruhi bir disiplin içindesin.
Biz neden Proje yapalım biz yaa dedik geçen yıl, enden? O sırada herhangi bi arı gelip dilimizi sokabilirdi, minnettar olurdum..
@Profösör, haklısınız ama belki de annem öykümü beğenmemiştir. :D Çünkü o zaman pek ciddiye almıyorlardı beni. Kızının öyküsü olarak okumuştu. Dünkü tekrar okuyuşunda tarafsız bir gözle, dereceye giren bir öyküyü okudu.
Bu arada moralimi gerçekten yerine getirdiniz. :)
@Sliwer kendimizi hiç affetmeyeceğim.
Yorum Gönder