26 Kasım, 2010

Yaramazlık yapalım mı?

Eve gittiğimde farkına vardım ne yaptığımın. Artık çok geçti. ''Bir daha öldürsen yüzüme bakmaz artık.'' O geceyi melankonik kuytularda ergen gerisi depresyonlarıyla geçirdim. Planlarıma göre Alper yüzüme bile tükürmeyecekti bundan sonra. Ben de aşk acısından geberecektim. Sıra biraz şaştı ama böylede oldu.

Ertesi gün okulda tenefüse bile çıkmadım. Dibe vurduysan ya da hala vuruyorsan sözünü Teoman benim için söylemişti sanki. Artık her şarkı aşk şarkısı, her oğlan çocuğu ezeli düşmanım, her kız kaşardı.

Ruh gibi ortalıkta dolandım. Kantinci dayı bile 'neyin var gerizekalı' dedi. 'Yok bişey dayı' dedim de saldı.

Aldığım ve alabileceğim en kötü haberse öğleden sonra concon takımının okulumuza gelecek olmasıydı. En son istediğim şey dün imza attığım rezillikten sonra Alper'le yüz yüze gelmek. Gerçi o benden köşe bucak kaçacağı için yüz yüze bile gelemeyeceğiz. Shit!

Adrenalinin salgılandığı öğle tatili boyunca ne yediğimi sorsanız hatırlamıyorum derim. Yemedim sanırım bir şey. Emin değilim. Öğle tatilinde bunlar damladı bizim okula. Müzik öğretmenleri de gelmiş. Bizim ki de vardı. Bizi topladılar mı müzik odasına. Bir ton konuştular. Oturun plan hazırlayın dediler. Çıktılar ve gittiler.

Alper ve benim dışımdakiler konuşuyorlar, kafa patlatıyorlardı. Ben parkelerdeki çamaşır suyu izlerini inceliyordum, Alper de beni. acaba ne düşünüyordu? Salaklığımı neden bu kadar belli ettiğimi mi? Sanırım o sırada duygularını gözden geçiriyordu. En sonunda;

- Selin.
Ona baktım.

-Parça seçimini biz yapıcakmışız. Biraz dışarı gelsene.

Şaşırdım. Beklemiyordum. Peşinden ben de çıktım.

- Sakin bir yer var mı?

Okulun arkasına gittik. Sessizdim. önüme bakıyordum. Yüzüm kıpkırmızıydı. Merdivene oturduk. Yere bakıyordum.

- Soğuk davranıyorsun.
- Normal değil mi?
- Sence soğuk davranması gereken ben değil miyim?
- Küçük düşen sen değilsin.
- Ortada küçük düşen kimse yok.
- Emin misin? Afedersin ama piç gibi kaldım ortada.
- Öyle bir şey olduğu yok. Ne zaman ters davrandım sana?
- Biliyorum, davranıcaksın.
- Selin yapma böyle. Ben çok düşündüm. Dün çok şaşırdığım için istikrarlı cevaplar veremedim ama seni tanımak istiyorum.
- Biyografimi yazmamı mı isteyeceksin?
- Hayır, dünü unutup önyargılardan kurtulmanı isteyeceğim.
- Seninle ilgili ön yargım var mı sanıyorsun? Eğer tanımak istiyorsan şuradan başla; ''seni seviyorum dediğim kişiler hakkında ön yargılarım yoktur.''
- Bundan önce kaç kişiye söyledin?
- İlkti. Cesaretim kırıldı ve sanırım son oldu.
- Gelecekte bizi ne bekliyor bilmiyorum. Biz diye bir şey var mı bilmiyorum. Tanımak istiyorum sadece. Arkadaş olarak başlarız. Ben inanıyorum ki...
- Hiç sormuyorsun ne hissediyorsun diye. Sor bakalım seninle arkadaş olmak istiyor muyum? Sevgililerini anlatmanı dinlemeyi kaldırabilir miyim? Sevgilin var mı onu da bilmiyorum.
- Sinirlerin çok bozulmuş. Rahatlamaya çalış.
- Bir planın mı var beni rahatlatmak için?

Varmış. Gözlerime baktı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve öptü. Sadece bir öpücük değildi. Daha uzun, daha şehvetli ama daha masumdu. Sanki dondurmasını yere düşüren çocuğa verdiği teselliydi o öpücük. Ama sağlıklı düşünemeyen bünyemin tüm devrelerini yakmaya yetmişti.

Geri çekildi. Bana bakıyordu. Ona bakıyordum. Zıt kutuplar gibiydik. Uzaklaşmak zordu, ama hayatiydi. Seni seviyorum demek istedim. Seviyordum çünkü. Erken davrandı. Ayağa kalktı. Elini uzattı. Kalkmama yardım etti. Ana binaya, müzik odasına doğru yürümeye başladık.

- Hâlâ telefon numaran bende yok.
- İstemedin.
- İstiyorum şu an.
- Çaldırıyorum.

Bir nevi istediğim olmuştu. Çocukla öpüşmüştük. Gerçi biraz ileriki bir süreçte olsa da olurdu ama buna da razı. Telefon numarası alışverişi başarıyla gerçekleşmişti.

Ama istediğim bu değildi. İçimde bir sıkıntı, salak bir sevinç ve yüzümde aptal bir gülümseme var.

6 yorum:

Sumimizakura dedi ki...

Eridim, eriyorum , eriyeceğim! Oğlum... Romantik lan...

Didisko dedi ki...

Gerçek olmadığı buradan bile belli işte. :D

Benny dedi ki...

Gayesi ne bunun anlamadım ama,
Şey..
Başarılı.

Didisko dedi ki...

Ben aşkta ve kumarda kaybedince içimi dökeyim, elektriğimi atayım amacıyla öyküleştirmeye başladım bir takım olayları. Eğlenelim diye.
Teşekkür ederim iyi düşünceleriniz için.

Sumimizakura dedi ki...

lan ben de mi anlatsam? :P

Didisko dedi ki...

sen anlatsan roman olur. :D