16 Kasım, 2010

Pembe Panjurlu Evimiz olsun mu?

Bir daha ki buluşmamız - bana göre buluşma- tesadüf eseri değildi. Okulun müzik grubunda olmamın bu konudaki yararlarını es geçemem tabii ama sonuçta, ismini öğrenmiş oldum ve yaşadığımız bazı çok özel anlarda cabası. Ne kadar özel olduğunu okuyunca hak vereceksiniz.

Sabah saçımı en tepeden toplamış bir halde okula gittim. Ayaklarımı sallaya sallaya sıramın üzerinde otururken başkan içeri girdi. ''selin, fırla. Şu concon okulundaki grupla kaynaşcakmışsınız. Gideri olanlara numaramı ver bebeğim.'' dedi. Evet dostlar, özel hayatımızda onlardan concon diye bahsediyoruz. Ama konumuz bu değil.

Ben bu haberi duydum ya, bırakır mıyım peşini. Soluğu grubu kuran müzik hocasının yanında aldım. ''Hocam böyle böyle bir şey varmış, hemen mi gidicez? Bence gidelim, biliyosunuz grubun lideriyim ve bu grup için en doğrusu budur bıdı bıdı.'' Ulan neyin doğrusu, orada ne halt yicez onu bile bilmiyorum. Ama itilip kakar o havalı züppeler, buna eminim. Ama beni isimsiz prensim korur. (Hıı tabi korur.) Neyse. Hoca ''Evet hadi toparlanın gidiyoruz.'' dedi. Çabuk hazırlanmaları için diktatörce 5 kişilik grubun, ben hariç 4 üyesinin başında bekledim ve 1. dersin tenefüsüne girdikleri zaman biz de okul bahçesinden içeri girmiştik. Ama ne giriş. Sabahki halimden eser yok. Saçlarımı aceleyle saldım, gözlerime bir kalem çektim ve gömleğim bir düğme daha açıldı. Bu ilk olduğu için çok heyecanlıydım ama tekrarlanacak olanların yanına hiç kalırdı.

O okulda kısa süreli mülteci muamelesi gördükten sonra grupla kaynaşmaya gittik. Benim gözüm hayatımın aşkındaydı ama o lanet olası hiçbir yerde yoktu. Umudumu kesip gruptakilerle tanıştım. Allahı var hepsi taş gibi çocuklar. Lakin ben onu istiyorum. Ben onu çıplak hayal ederken o koşa koşa, terli terli yanımıza geldi. Bir an bana baktı. Tanıdı sanırım. ''Hocam beni çağırmışsınız?'' ''Gel bakalım Alper.'' Alper mi? Demek ismi bu. Bunu öğrendiğim iyi oldu.
''Bu grup anadolu lisesinin grubu. Birlikte yaz konseri vereceksiniz. Provalar önümüzdeki ay başlayacak fakat biliyorsunuz ki takım çalışması çok önemli. Tanışın. Bugün tanışın, sonra başlarsınız hafif hafif. Dersleriniz de kaynar.'' Göz kırptı ve gitti. Bizde o şirin grubumuzla başbaşa kaldık.

Tanışmamız için bize bir koca gün verilmesi ve bu koca günün benim için sayısız fırsat anlamına gelmesi ülkede ulusal bayram ilan edilecek bir olay. Ve farkındaydım, bugün bir aksiyon yapamazsam, onunla çocuklarımız olması için zemini de hazırlayamazdım.

İşe, kantini sormakla başladım. Aslında o anda pembe panjurlu evden hoşlanıp hoşlanmadığını ya da yakın bir zamanda evlenmeyi düşünüp düşünmediğini sormam da, aynı anlama gelebilirdi. Yani, bana göre.

8 yorum:

Sumimizakura dedi ki...

Kantinde mi yaşican adamla :D

Didisko dedi ki...

Samanlık düşündüm ama bilemiyorum. :D

Sumimizakura dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Sumimizakura dedi ki...

sapla samanı ayıralım, sapı ben o öküze...

Didisko dedi ki...

Ama o olmasa bu hikaye olmazdı. öyle düşün.

Sumimizakura dedi ki...

o da doğru, o zaman bi balya samanla beraber kapısını çalalım. abi allah razı olsun ucubik yazmaya başladı sayende die tövbeee :D

Didisko dedi ki...

Harbi ama Abi dememiz lazım.
Salak. Dayı dicem ona ben.

Sliwer dedi ki...

Çok süper şeyler bunlar :)
Aferim :D
"Daha iyi ifadeler kullanabilirsin" der ve noktalarım ben burada cümleyi.