23 Kasım, 2010

1 way 2 do 3 words 4 you

Hayatta şansınızı kendiniz yaratırsınız. Ben bunu bilir bunu söylerim. bunun canlı örneği Sumi'dir. Neyse, Sumi'ye buradan selam söyleyip benim olayıma geliyorum.

Ertesi gün, bir saat erken kalktım servis saatinden ki, süsleniyim, püsleniyim. Uzun zaman geçmesi gerekti adam olabilmem için ama yaptım ve oldu. Şıkır şıkır bir şekilde okula gitmenin bedeli biraz ağır oluyor tabi. İki saat müdür yardımcısının nasihatlerini dinledim ve dersi dinlemeyeceğim halde sınıfa doğru yollandım. Dersi dinlememekten bahsettiğim için sanmayın ki tembel teneke umutsuz vakayım. Katiyen reddediyorum. Alper'in okulu seçkinse benim ki daha seçkin. O kadar yani. Düşünün.
Ama aşk aklımı başımdan, notlarımı karnemden aldı. Gitti. Bittim ben ama bunu daha sonra düşünmeye karar verdim. Acaba Alper ne zaman gelir? Acaba Alper gelir mi?

Öğle tatilini beklemem zor oldu. Keşke numarası olsaydı, mesaj atsaydı falan. Ama yok. Salak salak yemeğimi yerken gözüm hep kapıdaydı. O gelecek, konuşacağız falan diye. Yok anam yok. Çocuk kayıplarda. Cıva olup su buharına karışmış, burun deliklerimden girip beni zehirlemiş gibi.
Neyse. Dağıtmiyim konuyu.

Alperciğimin okula gelmesi için okulun bitişini beklemem gerekiyormuş meğersem. Çıkışta ben okulun en tatlı çocuğuna bir şeyler anlatırken (herif en yakın arkadaşım ve gay. o yüzden benimle iletişim içinde zaten.) kapıdaki nöbetçiyle cebelleşen Alper'i gördüm. İçeri almıyorlardı, concon diye. Mehehe diye güldüm kendi kendime, sonra yanına gittim.

-Bir sorun mu var Kübra?
- Arkadaş seni görücekmiş ama concon lan bu. Napıcaksın bununla?
- Kübracığım arkadaş seni duyabiliyor.
- Duysun o zaman. Salak mıdır nedir.
- Neyse tamam sorun yok çıkıyoruz zaten. Tarih ödevini unutma.
- aman be iyi. Bir kere de sen yapsan..
- Öptüm.

sonunda asıl meselem olan Alper'e odaklandım.

- Kübra'nın kusuruna bakma. Birazcık kuyruk acısı var da.
- ciddi misin? O zaman normal bu tepki. Herhalde benim de seni üzeceğimi düşünüyordur.
Güldü. Güldü ulan bu konuya. Harbi üzüyor ama işin dalgasında adam. Defol git dicem, diyemiyorum herif okula kadar gelmiş.
- Ee, dedim. Bu ziyaretini neye borçluyuz?
- Ziyaretimin sebebi Allah'ın emri peygamberin kavliyle.. Töbe yahu. Biliyosun işte.
- Ha sen şunu diyosuuun.
- Ay evet onu diyoruuum. Gel bir yere oturalım konuşalım.
- Peki, öyle diyosan.

Ulan herifle çıkmıyoruz, etmiyoruz, hatta tanışmıyoruz ama o bir kafeye götürüyor beni ben de fütursuzca kabul ediyorum. Salak falanım herhalde. falan mı!?

Neyse sessiz bir yürüyüşten sonra 'kahve bahane' diye bir yere girdik. Nası bir concon olduğunu buradan anladım. Menüye bakıyorum kahve çeşidinden başka bir şey yok. Hani kahve bahaneydi? En sonunda garson geldi. ''Expresso single alayım ben.'' dedim. Şaşırdı Alper.

- Expresso single içmek istediğinden emin misin?
- Tabii. İçeriğine bakılırsa hoş bir şeye benziyor. Denedin mi hiç?

- Denedim. Biraz ilginçti. Ben de bir italyan kahvesi alayım.

Evde de mi italyan kahvesi içiyodun haspam?

- Sorun nedir Selin? Anlatmaya başlasana.
- Sorun şu ki seni seviyorum.

Bunu söylediğim zaman gelen expresso single'ımdan bir yudum aldım ve neden ucuz olduğunu anladım. O an dünyam karardı. Bildiğiniz sade türk kahvesiydi. şeker bile yok. Bu yüzden adı single.

Seni Seviyorum demek, ağzımın tadını bozmuştu.

1 2 3 4
plain white t's'den Alper'e gelsin.

5 yorum:

Sumimizakura dedi ki...

A.s dost! Vaaay yaptın sonunda ha :)

Didisko dedi ki...

Tanımadığım etmediğim herife ilan-ı aşk etmemi kastediyosan, yaptım oldu. :D

Sliwer dedi ki...

Dedin olacak.
Sumi dünya'nın en iyi örneği :)

Didisko dedi ki...

Ama o öyle bir istisna ki öyle böyle değil.

Sumimizakura dedi ki...

lan ne alakası var yaa :D büyütmeyin bu kadar götümü arşa çekmeyin!