04 Eylül, 2011


Çok neşeliyken bloga yazasım gelmiyor, çok üzgünken de gelmiyor, orta halli bir ruh halinde ise yazacak bir şey bulamıyorum.

Şu an ise hem neşeli hem içine öküz oturmuş bir ruh halindeyim. İkisinin karışımı; ama orta halli ruh hali kıvamında da değil, kulak memesi kıvamından hafif pembeleşmiş hali..

Tömer'e başladım yine. Sıkılıyorum aslında; ama ismini vermek istemediğim çok sevdiğim hocayı görme ihtimalinden dolayı seviyorum orayı. 5 saat ingilizceyi birkaç saniyelik "İyi valla nolsun" diyişini duymak için çekiyorum ressmen. Ama öyle ses ömrü hayatımda görmedim ben. Ondan sonra ses takıntısı oluştu bende, o kadar diyim. İngilizce konuşurken sesi güzel çıkıyor, yetmiyor Türkçe konuşurken başkalaşıp tatlılaşıyor. Allahım düşündükçe bir tuhaf oluyor içim onun için konuyu değiştireceğim.
***
Konuyu değiştirdim ama söyleyecek bir şey bulamadım, afedersin blog. Ice tea olsa ne güzel içerdik. Zaten sıcakladım. Şarkı da baydı üst üste 5-6 kere dinleyince. Şimdi incir yiyorum sıkıntım azıcık geçti. Bir de tam şu anda mesaj geldi. Operatördense incirimi camdan atıcam. Bakıyorum şu an. Operatörden değilmiş baktım da. Ama sms'im yok cevap atamayacağım, karşıdaki de alıngan biri üstelik. Başım dertte yani. Amaan napiyim. Bunu yazarken halam aradı, mesaj atan aradı sandım ben. Ama yok insanlar anlayışsız bu devirde. Kontürü var mı yok mu diyen yok, mesaj atan var.

Ayrıca hasta oldum, sebebini de bangır bangır söylemek istiyorum. TÖMER'DE HOCA KLİMAYI AÇIP ÜŞÜMEMİZE NEDEN OLUYOR. Vallahi arkadaş uzun kolluyla geldi bugün. Dünden akıllandı çünkü.

Şimdi Community izleyeceğim sıkılıyorum da ondan.

**Bugün İncir Reçeli olduğunu incir yedikten sonra hatırladım üstüme gelme inanamam.

Hiç yorum yok: