22 Haziran, 2011

Samgaz

Az önce sinirlerimi çok bozan bir hadise vuku buldu. Kapı çaldı. "Kim o" dedim. "Samgaz" dedi adam; ama konuşmaya da devam etti. Ben de anlamadım tabi, mıy mıy konuşuyor herif. "Efendim" dedim. "Size demiyorum hanımefendi tamam açıldı kapı." dedi pis ukala mahluk. Zıplattı sinirlerimi. Dışarı çıkıcaktım, o apartmandan çıkana kadar çıkamadım. Zaten herifin fatura bıraktığı da yok in miydi cin miydi bilmiyorum. Her neyse. Evimizde günlerdir süregelen temizlik havasından kusma raddesine geldim artık. Zaten anneler temizlik yapmak için hep bir sebep buluyorlar. "Yaz temizliği bu kızım, dip köşe yapmak lazım.", "Ama olmaz ki bahar temizliği yapmadan.", "Bak kış temizliğini de yapalım bu yıl bitecek temizlikler." Temizlik derken normal bir temizlikten bahsetmiyorum ki. Evdeki tüm dolapların, her köşenin dökülüp toplanmasından bahsediyorum. Hatta annem bununla da yetinmiyor, kiraya verdiğimiz teras katı da temizletiyor. Zaten Tömer'de 5 saat İngilizce gören bünyem ise bu kadarını kaldıramıyor, başıma ağrılar girip girip çıkıyor. Bir de benim Tömer'e gittiğim süre zarfında öğrendiğim en önemli şey, okul zamanı haftasonunun çabuk geçmesinin 2 gün olması ile ilintili olmadığı. Tömer'e sadece hafta sonları gidiyorum ama haftaiçi o kadar hızlı geçiyor ki..

Ben çok yeni bir karar aldım. Şu anda aldım hatta öyle yeni. Kendi belirlediğim bazı kişilerle ömrümün sonuna kadar görüşmeyeceğim.

18 Eylül Cuma editi: Bu kişiler kim acaba? Görüşüyor muyuz? 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

sen ne zaman tatil yapıcan lan?

Didisko dedi ki...

aa Sen yaşıyosun.
Naber? Neyse.
Ben önümüzdeki haftasonundan sonra tatildeyim. sonra ben diyim ağustos sonu, sen de eylül başı çıkıyorum.