Sana bambularımı daha önce göstermediğimi fark ettim. Halbuki onlarla çok gurur duyuyor ve onları seviyorum. Aslında sağdakini daha çok seviyorum; çünkü ilk önce onu almıştım. Sonra kendisi bazı sararmalar yaşadı, ben de onu iyileştirmenin yollarını youtube'daki "bambu doktorum" gibi isimlere sahip kanallarda aradım. İşe de yaramış olacak ki sararması durdu ve yaprakları büyümeye devam etti. Sararmanın sebebi hava akımlarına maruz kalmak, üşümek, güneş almamak, bulunduğu yeri sevmemek gibi genel durumlar olabileceği gibi benim bambum örneğinde yer alan tek başına yaşamak ve klasik su bardağında durmak gibi özel durumlar da olabilirmiş. Kendisinin boyu her evde bulunan aşırı klasik ve çatlak olduğu için emekliye ayrılmış su bardağına göre çok uzun olduğu için duvara dayanmadan ayakta da duramıyordu. Bu yüzden bir cumartesi günümü ev ve yaşam mağazalarından birine gitmeye ayırarak kendisine hem arkadaş hem de bakliyat kavanozu aldım. Fil ayaklı vazolar için boyu çok kısa olduğu gibi aranan niteliklerde vazolar da pek maliyetliydi. Ama bakliyat kavanozuna çok yakıştığını düşünüyorum, hem de vazo olmadığına bin şahit lazım. Yalnız, sahipleneli birkaç ay olmasına rağmen yeni arkadaşından çok verim alamıyorum, büyümüyor; ama en azından sararmıyor da. Bu da çiçek bakımı konusunda özgeçmişi pek dolu olmayan benim için yeterli bir şey. Canım sağdaki bambum, ki kısa boylunun adı Mario iken uzun boylunun adı Luigi olmakta, her şeyin en iyisini hak ettiği için kavanozuna renkli taşlar alıp kök salmasına izin vermeyi de düşünüyorum.
Sana daha önce de Müşterek Dostum Müştak'tan bahsetmiştim. Kendisi bir balıktı ve yine tavsiyeler sonucu kendisine arkadaş sahiplendiğimde kendisini kaybetmiştim. Nazar değmesin Luigi iyi, sağlıklı ve umarım böyle bir sorun da yaşamayacak.
İşte böyle, bugün canım biraz sıkkındı duran arabaya çarptığım için ve onu anlatmak istemiştim; ama keyifli konular konuştuk, fena da olmadı.
Sevgiler, Müştak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder