14 Şubat, 2022

14 Şubat 2022

 Sevgili okur merhabalar,

Bugün gelen birkaç tane maile gereğinden fazla uzun cevaplar yazarken yeni bir postun zamanı geldiğini fark ettim. Bugün biraz iyiyim biraz kötü. Hayattaki belirsizliklerin kaybolması iyiyken, yenilerinin ortaya çıkması pek de hoşa  gitmiyor. 

Bir hafta önce birkaç gün sürecek bir periyotta çok fazla kitap okumaya başlamıştım. Aslında bugün bir şeyler okumak için daha uygun bir gün olmasına rağmen geçenlerde gelen atağın ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareket olduğunu fark ediyorum şimdilerde. 

Mum falan yakasım bile gelmedi dümdüz çalışıyorum bilgisayar başında. Ama çok da fena bir halde de değiliz. Galiba "Sad birds still fly." lafından etkilendim biraz. 

Bir de bugün galiba bilinçaltıma çok fazla sevgililer günü teması işlediği için akşam "Aşk Tavsiyeleri" filmini izledim. İyi bir romantik komedi izleyicisi olan herkes hangi filme benzediğini bilecektir. Zaten tanıdık gelmeyen hiçbir saniyesi olmadığı ve sürekli dejavu yaşattı için reenkarnasyona bile inandırabilir insanı; fakat romantik komediler zaten böyle değil midir. Başlarda esas kız ve oğlanı tanırız, ortalar romantik sahneler ve aşık olmakla geçer, sonlara doğru araları bozulur, neredeyse ayrılacak gibi olurlar, sonunda da birleşeceklerinden emin olduğumuz için bu kısma çok üzülmeyiz. Sonunda da kavuşurlar. Genelde karşılıklı çabayla ve kimin haklı olduğuna bakmaksızın... Bu blogda erkekler savunulacak değil elbette; fakat başroldeki oğlanın haksız olan taraf olduğundan emin değilim ve esas kızın aşk acısı çeken arkadaşının da olayı böyle kabulleneceğini zannetmiyorum. Film işte çok takılmamak gerek. İzledim bitti. Tıpkı bu yazı gibi...

Sevgiler,

Didisko

Hiç yorum yok: