21 Mayıs, 2016

Ankara'ya dönüş öncesi

Bilen bilir, bu bloga en çok kaloriferlerin yandığı havalarda, odamdaki koltuğumda oturup sarı polarım, siyah şalım ve yeşil patiklerimi giyerken; Rainbow Eyes'ı dinlerken yazmayı seviyorum.

Fakat şu anda havalar blog kombinimi giymek için fazla sıcak ve Rainbow Eyes yerine açtım Mamak Türküsü dinliyorum. 21. yüzyılda başkentin göbeğindeki yurdumda internet bağlantısı berbattan öte olduğu için internette neler yapılır unutmuşum. Pek bir şeyler yazasım gelmedi Samsun'da olduğum sürede, ben de yazmadım. Sonuçta rasyonel bir bireyim.

Babamla ilginç bir konuşma yaşadık bugün. Sabah evden "gözlükçüye gidiyorum" diyerek çıktım, akşam geldiğimde "ne dövmesi yaptırdın" diye sordu. Dedim dövmeciye gidiyorum desem tamam o zaman mı diyecektin? Evetmiş arkadaşlar cevap, yarın sırtıma ejderha yaptırayım bari de boşa gitmesin hakkım.

Yarın Ankara'ya döneceğimden ötürü çantamı hazırlamam gerek, böyle şeylere enerjim olmaz genelde. Erteleyebildiğim kadar ertelemeyi planlıyorum. Burayı güncel tutarım, siz beni biliyorsunuz ben sizi biliyorum artık.

21:32
Amcamlardayım. Sizce eve gidince ders çalışır mıyım? Yakın gelecekte eve gitmeyi düşünmüyoruz.

23:45
Bu saatten sonra ne dersi, yatıyom ben.

2 yorum:

Sliwer dedi ki...

Geri dönmeyi gerektiren, gitmeyi gerektiren ve değişimi gerektiren her şeye ayrı ayrı lanet ediyorum.

Umarım bu lanet dönüp dolaşıp beni bulmaz, gerçi bulsa da bir şey değişmez zaten hayatım bok gibi.

Didisko dedi ki...

Öyle bakma olaya, eminim ileride altı saatlik ankaraya dönüş yolculuklarını bile çok özleyeceğiz.

Eminim.