21 Eylül, 2025

Bitenler ve Çöpe Gidenler

 

Merhaba Sevgili Okur. 

Bir süredir roject pande güzel ilerlediğimi düşünüyorum. Bunun bir göstergesi olarak da biten ürümlerim var. Bitenlere ek olarak algıda seçiciliğin bir parçası olarak internette eski makyaj malzemelerinin virüs bakteri filan saçtığı söylenen haberler karşıma çıkmaya başladı ve bunlardan etkilenerek çook eski olan ve artık kullanmayacağımı düşündüğüm makyaj malzemelerini eledim. Önce bitenlerden başlayalım.

Rexonanın mini seyahat boy roll onunu bitirdim. Bunu küçük boy olmasına rağmen sanırım 1.5-2 ayda bitirmişimdir. Zaten büyük boy bir roll onu daha önce dört ayda bitirdiğimi hesaplamıştık. Bir de watsonsın deodorantını bitirdim. Güzeldi ikisi de, beğendim.

Farmasinin el kremini çok beğendim, daha önce de söylemiştim bu 2. kremimdi ve sevdiğim için tekrar almıştım. Keserek kullanarak tamamen bitirdim. 

Çoooook ama çoooook uzun zamandır kullandığım güneş kremimi de bitirdim. Güneş kremleri için 6 aylık kullanım tarihi var deniyor ve bu o süreyi aşmıştı maalesef ki. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Şimdi yine elimde project pande olan bir güneş kremi var onu kullanıyorum. O da oldukça azaldı. 

İki tane de minik parfüm testerı bitirdim. Güzeldi, bunlar özellikle seyahatte iyi oluyorlar. Genelde şehir dışına çıkacağım zaman yanıma alarak kullandım. 



Çöpe giden makyaj malzemelerim arasında iki tane far paleti ve beş tane mini ruj var. Bu bilinçsiz kullanımlarım için üzgünüm; fakat artık elememin zamanı gelmişti çünkü bu iki palet ben tee Kurtuluşta yaşarken aldığım makyaj malzemelerimdi. Minik olanı belki daha önce bile almış olabilirim. Çok uzun zaman tek paletimdi. Sonra soldaki büyük olanı aldım Kurtuluşta yaşarken. Çok uzun zaman kullandım ve üç rengini gramajları çok yüksek renkler olmalarına rağmen bitirdim. Diğer renkleri de baya kullandım bu arada çok belli olmasa da. Sanırım başka paletler alınca bunları kenara atmışım. Üzüldüm yani soldaki paleti yine olsa yine kullanırım aslında. Beğendim renklerdi ve parlak olanlar bile günlük kullanıma uygundu. 

Sağdaki ise benim far kullanmaya başladığım, ilk kez daha farklı bir makyaj tarzı denediğim paletti. Tekli far olarak ayrıca krem rengi almıştım, önce onu tüm göz kapağıma sürüp sonra sağdaki palette  biten rengi crease (katlanma) bölgesini sürüyordum. Eyeliner'ımı çekip maskarayla makyajı bitiriyordum. Far çok baskın olmuyordu ama renk de veriyordu. Bu iki palete emekleri için teşekkür ediyorum ama eskilikleri ve gözle görünmese de kirli oldukları için artık kullanmaya elim gitmiyor. O fırçalar mesela o kadar kirli ki, eminim renklerin üzerinde de göremediğim tozlar vardır. Dediğim gibi en az 4-5 seneden bahsediyoruz ve çok uzun zaman tek paletim oldukları için çok sık kullanıldılar.  

Rujlar ise gerçekten çok bilinçsiz bir alışverişin ürünü. Yine çook uzun zaman önce, Kurtuluş'ta yaşarken çok ucuz diye almıştım. Sanırım online alışverişten almıştım ve online alışverişim gerçek para harcamıyormuş sanrısına kapılmışım. Çok az rujum olan zamanlardı ve zaten hala aynı renkleri kullanmaktan keyif alıyorum; ama o zamanlar çeşit olsun makyaja göre, kıyafete göre sürerim diye düşündüm. Renkleri kendime yakıştırmadım, nasıl yakıştırayım ki kim kendisine mor ruj yakıştırır sonuçta?? Ayrıca sanki bana reklam makyajı yapıyorum, gözüme tavuskuşu çiziyormuşum gibi neyin çeşitli makyajından ve çeşitli makyaja gidecek rujundan bahsediyorum? Sür kiremit rengini yoluna devam et işte. 

Beşer şaşar sevgili okur ama sonuçta artık ucuz diye bir şey almamak gerektiğini ve hali hazırda keyif aldığım şeyleri kullanmaya devam etmem gerektiğini, çok fazla çeşide ihtiyacım olmadığını ve kullanamayacağımı öğrendim. Bu konularda daha bilinçli bir project panner olduğumu söyleyebilirim. 





Hiç yorum yok: