07 Aralık, 2016

Yeşil zarfın içindeki hüzünlü hikaye

Sevgili okur,
Her şey kördüğüm, çok fazla zıtlık ve yanıtlanmayı bekleyen soru var.
Öyle çok dikotomi var ki, Edward Said oryantalizm yerine benim hislerimi kaleme almış sanki. Böyle zamanlarda hep olduğu gibi Samsun'u özlüyorum. Gitmeye vakit yok. Burada tıkılıp kaldım.

"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. 
Unutma; 
Aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak."

Yaşlandıkça şiir seviyorum demiştim, zarf fiilin yerine başka bir sözcük koymalı belki de.

Biliyorum, yine çantamda portakal taşımanın hissettirdiği gariplikleri yazacağım bir gün tekrar; ama 7 Aralık tarihli bu yazının arşivde durmaya devam edeceği gerçeği değişmeyecek ki. Belki içeriği de değişmez; hissettirdikleri, getirecekleri(götürecekleri?) de...

İyi geceler sevgili olur.

Bu yazının bir sonu olmalı.

Zaten Ankara hakkında böyle konuştuğum için bir gün çok üzüleceğime eminim.

Hiç yorum yok: