29 Ekim, 2024

Project Pan'e Başlıyoruz.



Bıktım artık eşya kalabalığından!

Neden oldu, nasıl oldu pek de anlamadım. Ama elimde bir sürü kolonya, rimel, eyeliner, lip balm, parfüm, krem ve saç ürünü toplanmış olarak buldum. Eskiden youtube'da izlerdim project pan videoları, yakın zamanda aklıma onlar geldi. Bir yenisine de kendim başlamaya karar verdim. Bu vesileyle elimde gereğinden fazla olduğunu düşündüğüm ürünlerimi bir araya topladım, ne var ne yok bir muhasebesini çıkardım. Ve sayılarını düşürmeye çalışacağım. Bunlar bitmeden de bu kategorilerden yeni bir ürün almayacağım. 

Öğrencilikten çıktıktan, enflasyon da çığrından çıktıktan sonra tüketim alışkanlıklarım değişmeye başladı. Yani öğrenciyken ve yurtta kalırken (1. çok fazla taşınırken, 2. çok daha sınırlı ve temel ihtiyaçlara vakfetmem gereken bir miktarla geçinirken) çok fazla eşya stoklamazdım. Fakat evde yaşamaya başladıktan, pek çok ürünün iaşesinden ortak veya tekil sorumluluk taşırken pek çok kategoride pek çok ürünü yedekte tutmaya başladım. Bunlar nohut, rimel, çamaşır yumuşatıcısı, şampuan, çöp poşeti gibi sürekli kullandığım, sürekli tükenen, fiyatları daima artan pek çok yelpazeden çeşitli ürünlerdi. Şehriye mi bitti, hemen gider yenisini alırdım yedekte tutmasa bile. Oysa ki evde ona ikame olabilecek erişte gibi muadilleri de kullanabileceğimi şimdilerde keşfettim. 

Taşınacak olmamın da bu psikolojide etkisi olduğunu düşünüyorum. Pek çok eşyadan kurtulmak isteği oluşuyor bu dönemde. Şimdi düşündüğümde, bir yıl önce bir önceki evimden taşınırken pek çok eşyayı elden çıkardım, onların neler olduğunu bile tam olarak hatırlamıyorum. Ama pek çoğu uzun zamandır benimle olan eşyalardı. Yani aslında hiç gereği olmayan ama buna rağmen evimde kira vermeden yaşayan pek çok malzeme... Sanıyorum son kertede 18 Kasım'da taşınacağım bu evden ve taşınmadan önce bu eşyalardan bazılarını bitirmek istiyorum. Hatta mümkünse çamaşır deterjanımı filan da bitirmek istiyorum ama o işler biraz zor gibi, bu "project pan"e katmıyorum. Yani önümde belirli bir zaman var, bu süreçteki ilerlememi 18 Kasım sonrasında ya birkaç gün öncesinde filan kaydedebilirim diye düşünüyorum.

1. Kolonyalar

Öncelikle kolonyaya bayılıyorum. Ve elimde bu fotoğrafa koymadığım çünkü project pan yapmadığım, bittikçe evimde mutlaka olmasını istediğim 2 kolonya daha var. Litrelik limon kolonyası ilki, yıllardır değişmeyen ve sanırım yakın zamanda da değişmeyecek olan bir alışkanlığım. Bunun yanında farklı bir koku ve seçenek olmasından da hoşlanıyorum, Japon Kiraz Çiçeği almıştım Eyüp Sabri'den. Bu ikisini küçük sprey şişelere doldurup yanımda taşımaktan da keyif alıyorum. Zaten düzenli olarak bitiriyor ve şişemi dolduruyorum. Fakat bir süre bu refill olaylarındansa elimde bulunan aşağıdaki görseldekileri tüketmek istiyorum. Ardından yine refillerimi taşıma yoluna gideceğim.


2 tane Atelier Rebul kolonyam var. Biri Pear and Peony ve diğeri Pure White. İki kokuyu da beğeniyorum, tasarımlarını çok şık buluyorum (zaten temel olarak bunun için almıştım). Çok kalıcı olmasalar da parfüm olarak bile kullanılabileceklerini düşünüyorum. Bundan dolayı da aslında tam olarak kolonya beklentime uymuyor. O yüzden bitiremedim sanırım, zira eylül 2023'te almıştım, yani 1 yılı biraz geçmiş. Ama çok kötü durumda değiliz, pure white'ın 1/5'i duruyor, pear and peony'nin de sanırım 2/5'i filan var. Aslında çok kalmadı. Pure White'ı çantamda taşıyarak, pear and peony'i makyaj masamda tutup saçlarıma filan sıkarak bitirmeye çalışıyorum. 

2 tane gül suyum var. Parfümlü gül suyu. Yine burada yer almayan parfümsüz, %100 doğal gül sularım da var çünkü o yüzden birbirinden ayırmak lazım. Onlar da yine Eyüp Sabri'nin limon kolonyası gibi bitirme niyetinde olmadığım, daima evimde bulunmasını istediğim bir şey. Ben sprey şişeye koyup gidip geldikçe yüzüme sıkıyorum, hem rahatlatıyor hem de cildime nemlendirme sağladığını düşünüyorum. Kokusu da beni rahatsız etmiyor. Bazı insanlar %100 gül suyunun kokusunu pek sevmiyor çünkü.. Ama ben seviyorum ve bu yüzden parfümlü gül suyunu çok tercih etmiyorum; fakat annem bu yıl gittiği Isparta'dan getirmişti. Kullanıp bitirmek ve şişelerini kendi kolonyalarımla doldurmak için tutmak istiyorum. Çantada taşımak için çok ideal. 

4 tane Eyüp Sabri'nin minik kolonyalarından var. Başlarda bunları alıp kullanmaya kıyamıyordum. Koku keşfetmek için mantıklı, fakat çantada taşımak amacıyla almak için mantıksız. Zira çok çabuk bitiyor. Ben bir tanesini 3-4 günde bitiriyorum ve çok pahalıya geliyor bu şekilde. Bu yüzden kullanışlı bulmadığıma karar verdim, yeniden doldurulabilir olmadığı için de kullanıp bitirmek ve kalabalığından kurtulmak istiyorum. 

Uni Baby çiçeksi ferahlık da bitirmek istediğim kolonyalardan. Onu da saçlarıma sıkarak kullanıyorum, çünkü kokusuna çok bayılmıyorum, aynı zamanda saçlarıma da bir şeyler sıkmayı seviyorum, fark etmişsindir sevgili okur. Böyle böyle biter diye düşünüyorum. Uni baby'nin bebeksi dokunuş isimli kokusunu ise çok seviyorum, onu da yakın zamanda bitirdim, fotoğrafa girmedi. Bu da yarıdan az kalmıştır, ama bütük bir şişe olduğu için kolay tükenmiyor.

Şeffaf şişedeki kolonya ise Johnsons Baby'nin morning dew isimli kokusu. Online alışveriş ile aldığım ve pek beğenmediğim bir koku. İstediğim bebek kolonyası kokusunda değil. Bebek kolonyası dediğin dalin klasik ya da uni baby bebeksi dokunuştur. Şaşmamak gerek bunlardan. Bir de buraya eklemeyi fotoğrafı çekerken unuttuğum (çünkü nedense mutfakta duruyor) bir tane var. Eyüp Sabri'nin bebek kolonyası. Çook hafif, seyrek bir koku. Yapı olarak da çok su gibi, kokusu da yok gibi. Pek kullanamıyorum açıkçası, bayadır duruyor o da. Bunlardan birileri eksilirse onu da listeye ekleyeceğim.

Kolonya kategorimiz bu şekildeydi. Bu ürünleri bitirdikten sonra tekrar uni baby bebeksi dokunuş ve dalin klasik kolonyayı alabilirim. Ama sayıyı çok artırmamaya çalışacağım. Sırada rimel kategorimiz var.

2. Maskara

Çok fazla rimelim var. Kontrolden çıkmışım adeta. O kadar çok makyaj da yapmıyorum üstelik. Lisanstayken her gün makyaj yapardım. Ama makyajdan kastım da sadece eyeliner ve rimeldi zaten. Bir tane maskara olurdu bitince ya da bitmesine yakın indirimden yenisini alırdım. Bu kadar çok yedekli tutmama ise kesinlikle gerek yok. Ayrıca hayatımda ilk defa yanlış bir ürün almışım: fotoğrafta ilk sırada yer alan kahverengi Maybelline maskara. Kahverengi maskara alma amacım asla yoktu. Almışken kullanıyorum ama bazen siyah sürmek isteyince de onun yanındaki siyah L'oreal Telescopic maskarayı kullanıyorum. İkisi açık, diğerlerini açmadım. Yani 4 tane yedekte maskaram var ki her gün makyaj yapmadığım için bir tane maskarayı bitirmem bile aylarımı alıyor. Şu an iki tane açık olduğunu düşünürsek ne zaman tamamını bitireceğim bilemiyorum. Abartmışım cidden. Evde kaç tane olduğunu bilmeden yedeklemekten olmuş. L'oreal Telescopic de hediye gelmişti. 


3. Eyeliner

Yine maskara ile benzer bir kategori ve çılgınlık da eyelinerda yaşanmış. Öncelikle tekrarlamak isterim ki her gün makyaj yapmıyorum. Haftada 3 gün filan yapıyorumdur. Onda da biraz kapatıcı ve far ile maskara kullanıyorum. Gördünüz mü, günlük makyaj rutinimde çılgın lisans yıllarımın aksine eyeliner yok. O zamanlar her gün eyeliner çekerdim ve bu sayede gerçekten güzel eyeliner çekmeyi öğrendiğime inanıyorum. Practice makes perfect. Fakat artık yapmıyorum. Sıkıldım. Uğraşmak istemiyorum. Temizlemekle de uğraşmak istemiyorum. Sonuç olarak ayda 2-3 kere filan eyeliner çekiyorumdur. Bu da bana bir eyelinerın yine aylarca yetmesi demek oluyor. Bu kadar eyeliner nasıl bitecek bir fikrim yok. Ama yine şu en baştaki L'oreali kullanmaya başladım, bir önceki bitmişti. Yani yedekte 3 tane kalmış oldu. Bakalım hayırlısı.


4. Lip Balm

Bir diğer kategorim lip balm. Pek kullanmadığım ama fazla fazla sahip olduğum bir ürün. Bu yüzden project pane koydum ve zaten kullanmaya çalışıyordum bir süredir. Başta ve sonraki roll şeklindekiler (bu mu adı bilmiyorum valla) Yves Rocher'nin, ilki kırmızı meyveler kokuyor ve çokkkk hafif renk veriyor. Seviyorum bu yüzden. Sondaki ise doğum günümde hediye gelmişti, vanilya kokuyor ve onu da çok seviyorum. Kırmızıyı günlük çantamda taşıyor ve aklıma geldikçe sürüyorum. Beyazı ise sabahları makyaj yaparken ruj niyetine ya da rujun altına sürüyorum. Böylece ikisini de her gün kullanıyorum diyebilirim. En az kullandıklarım Frudia olanlar. Onun da kırmızı kapaklı olanını artık çalışma masamda tutuyorum ve aklıma geldikçe, dudağımdan kuruduğunu hissettikçe sürmeye çalışıyorum. Gece uyumadan önce ise yeşil kapaklı olanı kullanıyorum. Mor olan kenarda bekliyor ama bir ara değiştirip onu da kullanabilirim dönem dönem. Yani ben pek lip balm eksikliği hissetmiyorum, hametan benim için ennn güzel lip balm. Bu yüzden olmasa da olur bir ürün benim için. Bitse tekrar almayabilirim.


5. Çeşitli Nemlendiriciler

Nemlendirici. Yves Rocher, yine odğum günü hediyesiydi, 31 Ocak 2024 hediyemdi ve hala hiç açmadım. Çünkü sıra gelmedi. Şu sıralar aktif olarak Arko Nem'i bitirmeye çalışıyorum, 1/5'i duruyordur. Çok azaldığını söyleyebilirim. Elime, koluma her yere kullanıyorum bitsin diye. Bir de şu aralar havalar çok kuru gidiyor, ihtiyaç da duyuyorum. Himalaya olanın kokusunu seviyorum ve yapısı daha kalın, daha iyi nemlendiriyor. Onu da kullanmaya çalışıyorum. 

2 tane sarı kapak olan L'oreal'in yüz kremi, çok düzenli kullanmıyorum ve alırken 2 tane almıştım (neden yani?? Bitsin yenisini al hayret bir şey.) Bu yüzden bir tanesi bitmeye yakın ama diğeri tamamen dolu. Öncelikle az olanı bitirmeye çalışıyorum. Beyaz kapaklı olan Frudia'nın bir kremi. Pek kullanamadım, aslında hoş bir ambalajı olduğu için almıştım. Pek anlamadım seviyor muyum, o kadar deneyimleyemedim bile yani. En sağdaki ise bana satıldı, bu yüzden pek kullanamadım ama kullanmalıyım. Çok para verdim ona. :(


6. Parfüm

Bence parfümün ideali 2 tane olmasıdır. Değiştire değiştire kullanır ve sıkılmazsın ve fazla fazla da yeter. Ama benim 4 parfümüm, 1 vücut spreyim var. NEDEN??

Yine yedekleme hastalığımın sonucu olarak soldaki Adidası alırken 2 tane almıştım. Ama çok seviyorum ve gerçekten piyasada pek bulunmuyor. Ben alırken online bile zor bulmuştum. Ondan 2 tane aldım. Severek kullanıyorum. 

Onun yanındaki Yves Rocher ve çok hafif bir koku. Çok severek kullanıyorum. Pembenin sağındaki de Yves Rocher ve çok seviyorum onu da. İkisini birlikte almıştım. İkisini de çok sevsem de aynı anda iki adet parfüm almaya gerek var mı bilmiyorum. En sağdaki 31 Ocak 2023 hediyemdi ve kokusunu hala çok seviyorum, fakat artık bitse iyi olur baya uzun zaman oldu çünkü. Ortadaki pembe ise body mist. Güzel kokuyor ama sıra gelmiyor. Kullanıp bitirmek istiyorum. Önceliğim adidas, body mist ve zara olanda. Zaten hepsi de az kaldı görüyorsunuz. Body mist de yarıdan daha az.


7. Saç Bakım

Saç bakım derken ben pek saç bakmıyorum ama bir sürü ürünüm var yine.

Beyaz Urban Care'i bu fotoğrafları çektikten sonra kullanmak istedim ama formülü bozulmuştu, çöpe gitti. Diğer üç ürün kalmış oldu elimde. Güdük ve tombik olan jöle, saçlarımı perma yaptırdığımda almış ve o zaman kullanmıştım, ama artık o kadar kıvırcık değil saçlarım ve gerek kalmadı şekil vermeme. Ortadaki yeşil çok güzel yumuşatıyor ve güzel kokuyor ama çokkk az kullanmak bile yettiği için çokkkk uzun süre yetecek bir ürün ve çokkk uzun süredir benimle olmasına rağmen içinde hala çokkkk fazla var. 

Yeşilin sağındaki daha orta boylu ve ince Yves Rocher ise yukarıdaki parfümlerin yanında hediye olarak gelmişti. Böylece zaten ihtiyacım olmayan saç ürünlerine yenisi eklenmiş oldu. Pek saç şekillendirmediğim için ihtiyacım olmuyor. Yves Rocher ısı korumalı galiba ama saçımı makineyle kurutmuyorum bile, kendi koruyor. Sırf kullanmak için açıkçası duştan sonra biraz sürüyorum yeşillerden birini. Saç ürünü hayatımda bir tane olmasını isterim. Bazen canım sürmek istiyor. Ama fazlası çok gereksiz. Bir de bunlara ek olarak kuru şampuanım ve saç spreyim var. Şekillendirme yapmadığım için sprey de gereksiz, bir ara gaza gelmiştim saç düzleştireceğim diye, o zaman aldım ama işte birkaç kereden sonra kaldı kenarda. Kuru şampuan da keza öyle, kullanmayı pek sevmedim. İlk kuru şampuanımdı ve denemek istedim, ama son kuru şampuanım oldu. Markadan bağımsız olarak kuru şampuan fikrinden ve onu kullanmaktan hoşlanmadım. 




Evet, project panim için ürünlerim bu şekildeydi. Bu posta yazmanın ürünleri kullanmak için motivasyon olacağını düşünüyorum, çünkü 18 Kasım öncesi ya da sonrasında tekrar güncelleme yapacağım. Fakat pek çoğu daha uzun süreli kullanabileceğim ürünler olduğu için biteceğini sanmıyorum. Belki kolonyaları filan bitiririm. Her neyse göreceğiz. 

Belki bitirdikçe bitenler postu hazırlayıp yorumlarımı da yazarım. Ben youtube'da da project pan, normal consumption, bitenler ve çöpe gidenler içeriklerini izlemeyi seviyorum zaten. Benim de yapmam neden olmasın ki??

Şimdilik bu kadar, sabrın için teşekkürler, Sevgili Okur!