24 Aralık, 2016

Dil bilgisi

Merhaba sevgili okur.
Bugün yeni bir gün.
Bir sürü saate sığdırılacak, sığdırılması gerekecek onlarca iş vardı. Bir kısmı gerçekleşirken bir kısmı yarınlara kaldı. Bilirsin, sevgileri de yarınlara bıraktık zaten. Geniş zamanlar umuyorken, yıllar telaşlarla geçti. Fakat konumuz Behçet Necatigil şiirleri gecesi değil.
Konumuz temizlik. Temizlik yapıyoruz. Hatta yaptım. Yatak nevresimimi değiştirdim, dolaplarımı düzelttim, bir miktar dolap üstü silme temizliği yaptım. Şimdi ise, yönetime dair birtakım yeni bilgiler öğrenerek devam ettiğim günümü film izleyerek kapatacağım. Ya da ne zaman film izlemeye niyetlensem hep yaptığım gibi video izlerim.

İyi geceler sevgili okur.

Bugün de yazdık bloga.

08 Aralık, 2016

Kabak tatlılı portakal.

Merhaba sevgili okur,

Bu gece, dün gecenin ardından sana ekşimtrak, sulu, tupturuncu bir portakal gibi mutlu edici yazı yazmak için geçtim bilgisayarımın başına. Öncelikle itiraf etmeliyim, birkaç dakika öncesine kadar pek de böyle hissetmiyordum, yaptığım bir telefon görüşmesinde canım öncelikle pek çok sıkıldı, ardından ise maillerimi kontrol ettim ve davet mektubumla karşı karşıya geldim. Ne zamandır beklediğim, yollarına yeşiller döktüğümün mektubu sonunda geldi!

Olayın zahmetli kısmı geride kaldı sayılır, nihayet biraz daha keyifli aşamalara geldik. Belki bu hazırlıkları yaparken gitmeye hazırlarım kendimi, zira dönem başından beri hiç öyle hissetmiyordum.

Bu arada, sana dün yaptığım akıl almaz alışverişten bahsedeceğim. Canım sevgili okur, kalbinin zenginliğinden, bu cümleden poşetler dolusu alışveriş yaptığım anlamını çıkardığına eminim; fakat kast ettiğim, aldığım ilginç nesneyi anlatmaktı aslında. Üstelik pazarlıkla, uygun bir fiyata aldım. Zannediyorum ki pek az kişi hayatında böyle bir nesneye ihtiyaç duyar: renkli buz küpleri.


Evet sevgili okur, bunu yaptım, renkli, tükenmeyen buz küpleri satın aldım. Buzlukta dondurup içeceğe atınca hem soğuk, hem sulanmamış içecekler içeceğim artık. Yalnız, buzdolabından su içerken dahi, suya biraz ılık su eklememi ister gibi bakan annemin yanında buzlu içecek nasıl içeceğimi pek bilemiyorum. Evet sevgili okur, doğru tahmin ettin, normalde buzlu içecek içmiyorum; fakat bu renkli buz küplerine aşırı ihtiyacım vardı! 

Beni pek mutlu eden bir alışveriş oldu. 

Canım okur, sevgi kelebeğiyim fark etmişsindir. Zira yukarıda saydığım sebeplerin daha devamı var: bugün nihayet portakal yedim! Birkaç gün önce canımın aşırı bir biçimde portakal çekmesinin ardından, bugün akşam yemeğinde canım kabak tatlısı da çekti. Canım son 21 yılda tek bir kez bile kabak tatlısı çekmemişti; çünkü bizim evimizde sebebini bilmediğim bir şekilde daima kabak tatlısı bulunur. Hatta, bizim evimizde yoksa evinde kabak tatlısı online olan bir akrabam kesin vardır. Bu yüzden hiç fırsat olmamıştı canımın çekmesi için. Bu akşam ise yemek menüsünde vardı; fakat annemin yaptıkları gibi güzel görünmediği için yemedim. Yani Samsun'a gidene kadar canım kabak tatlısı çekmeye devam edecek. Her neyse sevgili okur, konu dağılmasın. Geçen gün yazdığım portakal çekmişli yazının üzerine Uğurcan Abi'nin soyulmuş portakal fotoğrafı atması beni harekete geçirecek motivasyonu sağladı. Artık bıçağımın olmadığını bahane etmeyi bırakıp mandalina soyma tecrübelerimden yararlanarak portakalı elime almaya cesaret etmeliydim! İtiraf ediyorum gerekli teçhizat olmadığı için gereğinden fazla uğraşmam gerekti; fakat önemli olan nihayete ermekti.

Bol C vitaminli günler!

07 Aralık, 2016

Yeşil zarfın içindeki hüzünlü hikaye

Sevgili okur,
Her şey kördüğüm, çok fazla zıtlık ve yanıtlanmayı bekleyen soru var.
Öyle çok dikotomi var ki, Edward Said oryantalizm yerine benim hislerimi kaleme almış sanki. Böyle zamanlarda hep olduğu gibi Samsun'u özlüyorum. Gitmeye vakit yok. Burada tıkılıp kaldım.

"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. 
Unutma; 
Aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak."

Yaşlandıkça şiir seviyorum demiştim, zarf fiilin yerine başka bir sözcük koymalı belki de.

Biliyorum, yine çantamda portakal taşımanın hissettirdiği gariplikleri yazacağım bir gün tekrar; ama 7 Aralık tarihli bu yazının arşivde durmaya devam edeceği gerçeği değişmeyecek ki. Belki içeriği de değişmez; hissettirdikleri, getirecekleri(götürecekleri?) de...

İyi geceler sevgili olur.

Bu yazının bir sonu olmalı.

Zaten Ankara hakkında böyle konuştuğum için bir gün çok üzüleceğime eminim.

02 Aralık, 2016

00:54
Çok ama çok fazla, portakal yemek istiyorum; fakat bıçağım yok ve çatal ya da başka bir araçla portakal soymayı bilmiyorum.
Her yıl yalnızca bir kez portakal çeker canım. C vitamini dolu olabilecek bugün ziyan oldu.

00:56
Çok uykum var, umarım rüyamda portakal yerim.