23 Temmuz, 2025

Bitenler, hate panler, makyaj panleri ve dahası

 Merhaba Sevgili Okur,

Bazı ürünleri bitirdim. Ne kadar ürünü ne sürede bitirdiğimi hatırlamak, elimde ne kadar ürün olduğunun takibini yapabilmek için bildiğin gibi bu yıl project pan postlarının yanında bitirdiğim ürünlerden de bahsediyorum. Yine bazı biriktirmeler yaptım yani. Öncelikle, bir bb krem gibi bir şey bitirdim. Maybelline'in concealerına benzeyen bir bb krem/fondöten gibi bir şeydi. Açıkçası kapatıcısını severek kullandığım için bunu da sevimli bularak aldım. Çok kullandığım bir şey değildi. Baya uzun zaman aldı bitmesi. Fakat arkadaşlarımın nişanı düğünü gibi süreçlerde de kendisini kullandım. Çok hafif bir renk eşitliği sağlıyordu. Evde bu kategoriden bir ürün bulunmasında sakınca yokmuş. Ayrıca 2 adet minik sample parfüm bitirdim. Bu parfümleri deneme seti olarak almıştım ama hiçbiri büyük boyunu alacak kadar etkilemedi beni. Zaten elimde body mistlerim de parfümlerim de var. 

İki tane Garnier yüz temizleyici bitirdim. Çift fazlı olanı eyeliner sürdüğümde kullanıyordum, güllü olanı ise sadece far falan sürdüğümde kullanıyordum. Gül kokusuna bayıldığım için aldım ama pek de bir olayını göremedim, ben garnier sarıdan devam. 


Şu Benri duş jelinin bir hikayesi var. Ben bunu aldım tamam mı, uzun zaman kullanırım uğraşmayayım duş jeliyle dedim. Ama açıkçası pek beğenmedim. Ve gerçekten uzun zaman kullandım kocaman olduğu için. Sonra o bitmeye yakın palmolive'in aşağıdaki ürününü bimde görüp aldım. Çok uygun fiyatlıydı, hem uygun hem daha az atık üretimi gibi düşünerek bundan 3 ya da 4 tane aldım. Ve bunları boşalan benri şişesine koyarak kullanıyordum. 

Ama malesef ki bunu da hiç beğenmedim. Bir de çok sıkıldım. Çünkü gerçekten ne kadar uzun zamandır olduğunu hatırlamadığım bir zamandır palmolive'i kullanıyorum. 1 yılı net var bak o kadar söylüyorum. Öncesindeki benriyi de sevmediğim düşünülürse muhtemelen 2 seneyi aşkın süredir içime sinen sevdiğim bir duş jeli kullanamadım. 



Benrinin dibinde kalan palmolivei çok daha küçük bir şişeye aktardım. Hala onu kullanıyorum. Bitirdikten sonra umarım uzun zaman sonra sevdiğim bir duş jeline falan geçerim. Evde yine bimden aldığım bir şey var aşırı güzel çiçeksi bir kokusu vardı. Hasretle bekliyorum yani kullanmayı ne diyeyim.... 

Ondan sonra şu nivea baby project panimde vardı hatırlarsın. Az kalmıştı zaten. Biteceği belliydi. Yine bitti sayılır ama paketi kesince içinden çıkanları ufak bir kavanoza koydum, onları da kullanacağım. Haftaya falan biter tamamen sanırım. Yazın çok fazla kullanılmıyor nemlendirici de ya. Neyse sonra da minik dalin bebe yağı vardı ona geçeceğim. Yine project panden. Bu arada bu krem çok güzeldi bence ben sevdim baya. Çabuk emiliyordu ve güzel kokuyordu. Paketi de çok hoşuma gidiyor, içimi açıyordu. Baya memnun kaldım.

Gelelim gül suyuna. Ya da dur onu sona saklayayım.

Emotion roll on da bitti sonunda. Biliyorsun bunlardan elimde 3 tane vardı toplam, bir tanesi çöpe gitti. İkisi de bitmiş oldu. Kokuları güzel olmakla birlikte roll on olarak işlevsiz olduğunu düşündüğüm için tekrar almam. 

Minik bir eyüp sabri kolonya bitirmişim. Sanki bundan başka da bitirmişimdir ama kaybetmiş olabilirim. Azalıyorlar yavaş yavaş. Ve yine bir tane daha parfüm sample'ı kullanmışım.

Gül suyu mevzusuna gelirsek... Benim bir gül suyu bağımlısı olduğumu sağır sultan dahil herkes duymuştur. Yaklaşık 4-5 senedir aktif olarak gül suyu kullanıyorum. kriterim %100 gül suyu olması, parfümsüz olmasıdır. Sprey şişeye aktarır ve yüzüme sıkarak kullanırım. İyi hissettirmesinin yanında yüzümü güzel nemlendirdiğini düşünüyorum. Bu yüzden vazgeçmeye de hiç niyetim yok. İleride güzellik sırrı falan paylaşacak halde olursam herhalde bunu söylerim. 

Ben genelde online, gratisten, watsonstan falan indirim kovalayarak alıyordum. Geçen yıl güzel bir stok yaptığım dönemde, Ispartaya gittik ve oradan da 2.5 litre (yanlış duymadın, 3 bidon halinde ve 2.5 litre) gül suyu aldım. Çünkü hem çok uygundu hem de istediğim gibi saf ve doğaldı. Kaçırmak istemedim. Bu arada bu zamana kadar da bozulmadı eğer merak ediyorsan, skt'sine dikkat ediyorum. Neyse, stoğun üstüne bunu da stokladım. Herhalde 1 yılı aşkın süredir gül suyu almamışımdır. Hala daha var biraz. Belki sene sonuna kadar falan gider. Yine arada buna da uygun fiyata denk gelip almıştım. Bir de hani hep aynı marka suyu içmek önerilmez ya ben de o misal çeşitlilik olsun diye düşünerek aldım. Öyle işte, gül suyu stoğumdan zerre pişmanlığım yok bu arada. Bitince belki de 5 litrelik bidon alırım kim bilir..... 

Bonus olarak far paletimden bahsetmek istiyorum sana sevgili okur.

Bir postta bu paleti panlamaya çalıştığımdan bahsetmiştim ama sonra makyaj malzemesi panlamanın beni strese soktuğunu ve hoşuma gitmediğini anlayarak bırakmıştım. Yine de normal hızımda kullanmaya devam ediyorum. Bazen farklı paletlerimi de kullanıyorum ama mesela şu aralar bunu kullanıyorum hep. o panı görüneni, yanındaki 2 ışıltılı rengi çok kullanıyorum. sol alttaki turuncuyu de şu ara kullanıyorum. bir de sağdaki sütunun aşağı doğru 2.si olan rengi sık kullanıyorum ama bu renklerde pan görmem zor olur sanırım. Çünkü çok az kullanmam yetiyor. Pan gördüğüm rengi tüm göz kapağıma sürüp, sağ üstteki renkle falan crease bölgesini gölgelemekten ibaret makyajım. Bazen o ışıltılı renkleri de göz pınarıma falan sürüyorum minicik. Dolayısıyla hangi ara bitsinler. Ancak işte tüm göz kapağıma sürdüğüm renkleri bitirebiliyorum. Bunu da bitiririm ben. Sonra üst sıradaki pembenin yanındaki kahvemsiyi aynı işlevle kullanıp bitirmeyi planlıyorum. 

Bitirdiğim ürünler ve pop up palet güncellemem bu şekildeydi sevgili okur, project pan güncellememi heyecanla beklediğini biliyorum. 

Sevgiler,

11 Temmuz, 2025

YENİDEN Project Pan

 
Merhaba Sevgili Okur,

Kötü haber, dolaplar yeniden ürünlerle dolmaya başladı. İyi haber, buna bir noktada dur demem gerektiğini -en azından- artık anlayabiliyorum. Bir süredir ara verdiğim project pani ve süreç takibi yapmayı da özlediğim için yeni bir projeye daha başlıyoruz.

Açıkçası işimizi çok zor görmüyorum, çünkü günlük hayatta zaten kullandığım ürünleri ekledim ve kendimi biraz hizada tutmak, çok dağılmadan aynı ürünleri kullanmak ve açık pek çok ürünün hepsinden birer birer kullanmak yerine ilerleme sağlamak amacıyla ürünlerimi seçtim. 

DENİZ KUM GÜNEŞ

Öncelikle güneş kremi kategorimizde iki ürün var. Sağdakini bayadır kullanıyorum. Soldaki yeni geldi ama kullanması çok kolay, beyazlık falan bırakmıyor. Sağdaki malesef biraz beyazlık bırakıyor bence çok sevmiyorum. Onu bitirmeye çalışacağım ama bu süreçte kendime çok eziyet etmeden, o beyazlıklarla çok uğraşmak istemediğim zamanlarda soldakini de kullanacağım. Bu yaz bunları kullanır bitiririm diye düşünüyorum.


YİNE OTEL ÜRÜNLERİ


Evet sevgili okur artık otellerden dandik ürünleri toplamıyorum çünkü başıma bela oluyorlar iyice birikip ama bunlar güzeldi. Bu yüzden de almıştım. 5 şampuan (1 tanesini fotoğraftan sonra buldum) ve 4 body milk var. Şampuanları makyaj fırçalarımı yıkarken kullanmayı planlıyorum. Body milk'in ne olduğunu ise bu cümleleri yazmamın hemen akabinde araştırdım. Vücut kremi gibi bir şeymiş, hızlı emiliyormuş söylendiğine göre. Bakacağız. Bunları dolapta çok bekletmeden kullanmak istiyorum. Şişeleri kullanışlı bu arada, sadece kapak değil de hand sanitizer'ların başlığı gibi yuvarlak bir ağzı var. Belki ileride yine oraya buraya giderken kullanmak maksadıyla şişeleri saklayabilirim. Çünkü bunlara koyup bir şeyler götürüyorum, sonra onları geri getirmiyorum. İyi oluyor gözden çıkarılabilecek şişelerin el altında bulunması.

KOKU FALAN


Body mist konusunda akıllanmıyorum ama watsons sürpriz kutularla tanıştığım için oldu biraz. Yalan yok Chakra'yı kendim gidip aldım çünkü bayadır merak ettiğim bir kokuydu. 50 ml sadece, bu yüzden çabuk biter aslında. Şimdiye kadar bitirememiş olma sebebim kokular arasında da çok dağılıyor olmam. Bir de mesela onu bitirmeden şu yeşil olan watson kutusundan çıktı. Onun da kokusunu başta çok beğenmedim ama sıkmayı da seviyorum. Garip bir ilişkimiz var. Yine kutusu kullanışlı kolonya falan koymalık bir şey sonrasında. İkisini kullanmaya odaklanacağım. Deodorant ve roll on kategorisinde iki ürün var. Sağdaki minik zaten mini boy ve bayadır kullandım, az kaldığını tahmin ediyorum. Ardından yine watsons kutusundan çıkan yeşil deodoranta geçeceğim. Güzel kokmaktan başka işe yaramayan emotiondan sonra gerçekten işe yarayan bir şeyler kullanmak iyi geldi.

TEMİZLEYİCİLER

Temizleyici kategorim de karışık biraz. Soldaki beyaz şişe peeling. Duşta kullanıyorum ve geçen project panden hatırlarsın. Hala kullanıyorum ve bitmedi. Onun sağında mavi kafalı olan da duşta kullandığım yüz yıkama jeli. Çok uzun zamandır benimle. Kurtuluşta yaşıyordum yani aldığımda öyle düşün, artık bitmesi lazım ama biraz daha gidecek gibi. Yeşil zjaja'yı micellar su ya da yağ bazlı temizleyici üstüne cildimi temizlemek için kullanıyorum. Stabil bir şekilde kullanırım yani. Pembe garnier gül kokusu sevdamdan dolayı aldığım ama çok memnun kalmadığım bir micellar su. Ben garnier'in çift fazlılarını daha çok seviyorum. Şeffaf kutunun içinde de zaten sarı çift fazlı olan var. 

Minik kavanozları sadece kavanozu için aldığımı bilecek kadar beni tanıdığını varsayıyorum. O kavanozların solundaki minik şey de peeling. Peelingleri gereksiz buluyorum ama yine sürpriz kutudan çıktığı için kullanayım bitireyim diyorum. Zaten bir işe de yaramıyor. Ama belki yüzüme değil de duşta falan kullanırım. Yüze peeling çok da iyi bir şey değil galiba. Emin değilim bakmak lazım. 


KARIŞIK

Karışık kategorimizdeki ilk belalım vücut kremi. Hem de bebekler için. Ben de bebeğim Didem için kullanıyorum (geçmiş olsun fazla stresten devreler yandı). Çok az kaldı içinde ama benim krem türünden çoook ürünüm var. Eski project pandekileri kullandım ama yeniden birikti çünkü bu benim zaafım olan bir konu. Ama düzenli olarak kullandığım için yine bir çaresine bakacağımıza eminim. 

Yumoş'un ütü suyunu biliyorsun. Bitmiyor. Ama gerekli oldukça kullanıyorum. Artık ondan şikayet etmeyi ya da onunla ilgilenmeyi bırakıyorum. Zararsız olduğuna ve bu kadar yüklenmeme gerek olmadığına karar verdim. 

Onun yanında yine watsons kutusundan çıkan face mist var. Yani yüze sıkılan su gibi bir şey. Yüzü makyaja hazırladığını söylüyor. Makyaj öncesinde kullanmadım ama yüzünüz ne zaman neme ihtiyaç duysa kullanabilirsiniz diyordu, o şekilde sıktığımda hiç memnun kalmadım. Ben zevkine gül suyu sıkmaya devam, o suyu da makyaj altına deneyeceğim. Belki öyle iyi olur. 

Sağındaki saç spreyi (mor olan) ve kokusu çok güzel. Onu düzenli kullanıyorum ama bazen üşeniyorum ben saç ürünü kullanmaya. Aynı şekilde kahverengi olan yves rocher yağ da saç için ve benim saç uçlarım kuru aslında kullansam iyi olur ama üşeniyorum işte. Belki proje sayesinde daha düzenli kullanırım diye ekledim. 

Dalin bebek yağı da Didem için. Çok küçük bir şey ama kremlerden sıra gelmediği için kullanıp bitiremedim. Aradan çıksın çünkü seviyorum. 

En sağdaki beyaz şey de aydınlatıcı krem dirseklere falan sürerek bitirsem iyi olur. Ama yani... İşte... Zor... Yine zorla satılan ürünlerden biri.


DAHA FAZLA NEMLENDİRİCİ

Kremsel statüdeki ürünlerle gerçekten başımın belada olduğunu söylemiştim.

Soldaki farmasi tee pandemiden kalma ama bir çantamın içinde unutmuşum onu. Dün buldum ve hemen projeye ekledim. Belki yapısı bozulmuştur bakacağım ama bozulmadıysa kullanırım baya güzeldi zaten. Bu ikinci kullandığım üründü aynı kremden. 

Bir yüz ve bir göz kremi var mia klinikadan. Normal yani kullanıyorum. En sağdaki de yüz kremi ama o çok az kaldı. O bitince mavi mia ile devam ederim. Ankara'da kullanıyorum sonuçta bunları bir şekilde. Göz kremine de yeni başladım aslında faydası oluyor mu bilmiyorum da nemlendirmek lazım diyorlar diye aldım.


KOLONYALAR

Bu konuda da bazı sorunlarım var. Kolonya biriktirmekten kendimi alamıyorum ama neyse ki kullanıyorum. O minik eyüp sabriler mesela 12 tane falandı, 4 tane kaldı. Birkaçı bitenler poşetimde (çok sormuşsunuz en yakın zamanda bitenler postu da gelecek). En sağdaki selin çok güzel kokuyor. Saçıma falan sıkıyorum ve o şekilde harika olduğunu keşfettim. Saçıma lisans 2. sınıftan beri kolonya sıkarım ve hiçbir zararını gördüğümü düşünmüyorum sevgili okur, merak edip de soracak olursan... Eyfel ise bir parfüm ama parfüm olarak çok kullanamıyorum, oda kokusu olarak kullanacağım. Bir de pereja alışverişimde (çok havalı bir unboxing adı gibi oldu ama el sabunu almıştım) hediye gelen bir pereja kolonya var. Kokusu ağır geldi onu da oda kokusu gibi falan bi şekilde kullanacağım. Şişesini çok beğendim. Ben ve şişeler....


Evet, bir sürü ürün var ama hiç makyaj malzemesi yok gördüğün gibi sevgili okur. Onları tadını çıkararak kullanmak istiyorum. Bunları da tadını çıkararak kullanacağım zaten, çünkü içlerinde hate pan yaptığım yok. Elimdeki ürünleri genel olarak seviyorum sadece çok dağılıyorum, bir ondan bir bundan kullandığım için project panle hedefte kalayım istiyorum. Ayrıca çok zevkliydi buraya da düzenli bir şeyler yazmak. Bu bahaneyle arayı çok açmayız.

Sevgiler,
Didem


21 Mayıs, 2025

Bitenler ve Geri Dönüşüme ya da Çöpe Gidenler

 Merhaba Sevgili Okur,

Biliyorsun kasım ayında başladığım project pane bir süredir ara vermiştim. Daha doğrusu projeyi belirsiz bir süreliğine dondurmuştum; fakat o dönemlerde edinmeye çalıştığım ürün yedeklemeyi azaltmak, elindeki kullanmak ve bilinçli tüketim konularında yol almaya devam ediyorum. Hem tüketimlerimi takip etmek hem de bloga post çıksın maksadıyla bitirdiğim ürünleri bitiriyordum. Şimdi birlikte 21 Marttan beri bitirdiğim ürünleri inceleyelim.




Öncelikle iki adet rimel bitirdim. İkisi de açıktı ve uzun zamandır kullanıyordum. Normalde rimellerde 6 ayda elden çıkarmak, çöpe atmak öneriliyor hijyenik gerekçelerle, benimkiler bu süreyi aşmıştı. Artık kurumaya da başlamışlardı sanırım. Çok anlamıyorum rimellerde ama artık eski verimi alamıyordum. Bu yüzden ve süresi de çok geçtiği için artık elimden çıkardım. 

Bir de ruj bitirdim. Beaulis first date'ti sanırıma adı; fakat yazısı silinmişti. Uzun zamandır elimdeydi. Çok severek kullandım. Bittiği zaman tekrar aldım. Bir tane daha bitirmeye çalıştığım kalem ruj var, ondan sonra kullanmaya geçeceğim. Benim günlük rujum olarak işlev görüyorlar.

Minik eyüp sabri kolonyalar almıştım hatırlarsan. Yeni koleksiyonlardı. 30 Aralık'ta satın almıştım (yılbaşı öncesi, güzel bir alışverişti..) fakat o zamandan beri kullanmaya kıyamamıştım. Artık kullanıma açtım. Bu kolonyaları çok sık kullanmak çok parfümsü yapılarından dolayı çok keyifli olmayabiliyor. Ama bir süre ara verdikten sonra tekrar dönüyorum. Özlemişim oluyorum o sırada ve yeni bir koku denemiş oluyorum. Çok seviyorum bu yüzden. 

Minik boy lens solüsyonu bitirdim ve çok uzun sürüyor bunları bitirmek. Bu boyları seyahat için iyi oluyor. 

Uni şişesinin solundaki şişede gül suyu vardı. Bundan elimde toplam 2 tane vardı ve bu ikincisiydi. Bitirmiş oldum. Bu şişeyi tekrar kullanırım. 

Uni baby şişesi içinde Eyüp Sabri'nin bebek kolonyası vardı. Ama pembe veya mavi olan değil. Turunculu tontik bir şişesi vardı. Kokusunu kolonya olarak sevmemiştim. Çok uzun zaman önce almış olmama rağmen kullanmıyordum, kenarda duruyordu. Project pan vesilesiyle bitirmeye karar verdim ve bittiği için çok sevindim. Kolonyayı sevmeme sebeplerimden biri de şişesiydi, kullanımı rahat değildi. Bu yüzden bu uni baby şişesine koymuştum. Şişenin yarısı doluydu ve body mist gibi kullanarak bitirdim. Saçlarıma falan sıktım. Ama sevmedim ya gerçekten benden uzak olsun. Pembe ve mavi baby'ler güzel ama onları deneyebilirim bir ara.

Angie yazan body mist idi. Kokusu güzeldi, severek almıştım ve severek kullandım ama çok sıkıldım. Çünkü çok uzun sürede bitiyor. Öyle önüne gelen body misti almamak lazım, bitirmek zor oluyor. 

Batiste kuru şampuan hakkında daha önce çok sevmediğimi söylemiştim. Daha doğrusu kuru şampuan olayını sevmediğimi söylemiştim; ama şişenin sonlarına doğru faydalı olduğuna karar verdim. Saçları gerçekten dolgun ve temiz gösteriyordu. Kışın her gün duş almazken kullanıyordum yani, bu yüzden evde bulunması için bitirdikten sonra bir tane daha aldım. 

Böylece net bilançoyu göz önüne alırsak, 

29 Ekim'de yazdığım posttaki görselleri inceleyelim.


Soldaki mavi parfüm ve pembe body mist bitti. Diğer 3 parfümle bir sorunum yok severek kullanmaya devam ediyorum.


Soldaki Yves Rocher ve beyaz kapaklı yüz nemlendiricisi duruyor. 5 ürün bitti.


Lip balm kategorisi biraz karıştı. Burada olmayan bir lip balm daha buldum. Sonra bir kavanoz lip balm daha geldi bana ben de bir tane aldım hatta....... Lip balm kötü olduğum bir kategori. Buradaki 2 ürün bitti, bir tanesi de çok azaldı. Kırmızı kavanoz ise kayıp. Ama elimde hala bir sürü lip balm var. Belki yeni bir envanter çıkarabilirim.


Burada değişen bir şey yok galiba şu an L'oreal'i kullanıyorum, diğerleri duruyor. Bitecek gibi de değiller çünkü pek eyeliner kullanmıyorum artık.


2 tanesi bitti. Ama hala 2 yıl kullanacak kadar rimelim var inanılır gibi değil, tam bir çılgınlık hali.


Kolonya kategorisinin tamamı bitti, zaten benim için en kolay kategori sanırım.


Soldaki beyaz çöpe gitti işlevini yitirdiği için. Yeni eklenenler de oldu bu kategoriye. 

Sonuç olarak, 29 Ekimden bu yana bir sürü kolonya kullanmışım. 
Saç ürünü çok kullanmıyorum, pek bitirmiyorum. 
Eyeliner pek kullanmıyorum, bitiremiyorum ve gereğinden fazla stoğum var. 
Rimelleri kullanıyorum, 2 tane bitirdim ama yine de gereğinden fazla stoğum var.
Lip balm kullanıyorum ama alıyorum da. Sayısı pek azalmıyor.
Krem ürünlerini kullanıyorum; ama biraz aldığım da oldu. 
Parfümlerimi kullanıyorum; çünkü pek yenisini aldığım bir kategori değil. Hatta bebek kolonyalarımı da body mist gibi kullanıyorum evde falan. Yeni parfüm almıyorum. 

Dolayısıyla bence 29 ekimde yaşadığım farkındalık işe yaradı. Artık tüketimlerime ve satın alımlarıma daha çok dikkat ediyorum. Ama gereksiz alışverişi ve yedeklemeyi sıfırladım diyemem. Krem kullanıyorum diye indirimde görüp aldığım oldu. Doğru, kullanıyorum fakat yine de elimde çok fazla olmasını istemiyorum. Bu yüzden kontrolü bırakmamam gerek. Bir de tesadüfen roll-on, deodorant geçti elime biraz (sürpriz kutu gibi şeylerden) dolayısıyla bir süre kullanabilecek kadar bu kategoride de ürünüm birikti. 

Ama elimde olan ve hate pan yaptığım pek ürün yok. Elimdekileri severek kullanıyorum. Sadece bazılarının (saç ürünleri mesela) sayısı fazla olduğu için hangisini kullanacağımı bilemiyorum. Aslında project pan bu karışıklığı gidermek açısından çok iyiydi. Ama özgürlükten de memnunum, sevdiğim ürünlerimi severek kullanıyorum. Yine de belki bir ara tekrar bir project pane başlarım. 

Sevgiler,
Didem


21 Mart, 2025

Project Pan: Işıklar içinde uyusun

 Merhaba Sevgili Okur,

Yeni bir güncelleme ile karşındayım. Bu sefer bir öncekilere göre daha farklı, pek sıradan olmayan bir güncelleme olacak. Projede revizyona gidiyoruz. Ya da projeyi lağvediyoruz. Bilemedim...

Öncelikle, bu projeye kasım ayında başladığımdan bu yana neler öğrendiğimden bahsetmek istiyorum: 

Makyaj zevk işidir. Sevmediğin ürünü nefret ederek kullanmanın alemi yoktur.  Ama tabi bilinçli satın alım yapmalıyız. Çöpe giden roll-ondan ilerleyen paragraftan bahsettiğimde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın sevgili okur. 

Ürün biriktirmemeliyiz, bittikçe satın almalıyız. İndirimler yıl boyu devam ediyor. Ürünler bir yere kaçmıyor. Ayrıca arada sırada envanterimizde ne var ne yok bakmalıyız ki evdeki üç rimelin varlığını unutup 4.yü almamalıyız.

Ürünleri kenarda bekletmemeliyiz, gelen ürünü kullanmalıyız kullanmayacaksak alternatif kullanımlar bulmaya çalışmalıyız. Bunu otel şampuanları için hayata geçirmiştik. Otel sabunları için bir yol hala arıyorum. 

Ürünleri de keyif alarak istediğimiz miktarda kullanmalıyız. Bitirme işi hırsa dönmemeli. 

Ardından bahsetmek istediğin başlıklara geçmek istiyorum ve sonra toparlayacağım.

BİTENLER VE ÇÖPE GİDENLER

Geçtiğimiz aylarda daima bitenler olarak bahsettiğim bu başlık bu ay maalesef ki çöpe giden ürün de içeriyor. Kendisi de fotoğrafın en solunda kırmızı başlığıyla duruyor: roll-on. Evet, çöpe en gitmeyecek kategori olduğunu düşünürsün şu ürünün ama maalesef kullanmaya tahammül edemediğim bir ürün oldu. Bunları üçlü olarak almıştım biliyorsun ve şişeleri plastik. Sağındaki yeşil şapkalıyı çok severek kullandım ve 4 ayda bitirdim ama bunda inanılmaz garip bir plastik kokusu alıyorum. Ancak bir iki kere kullanabildim, kötü kokunun ondan geldiğini de ancak anlayabildim ve çöpe yollamaya karar verdim. Üçüncüsünü kullanmaya geçtim ve onda da plastik kokusu falan yok gayet severek kullanıyorum. Bu maalesef kötü çıktı ve deodorant gibi şeyleri stoklamanın ne kadar yanlış olduğunu gösterdi adeta.... Ama hakkımı da yemeyeyim amacım depolamak değildi de üçlü alınca indirimli oluyordu. Sağındaki yeşil olanı da project pande izlemiştik ve aslında bitirme niyetiyle değil bir roll-onu ne kadar sürede kullandığımı izlemek istediğim için eklediğimi söylemiştim. Öğrendim: 4 ayda bitiriyormuşum. Bu yüzden roll-onları project panden çıkarıyorum. Tabi eğer proje feshedilmiyorsa......

Bir diğer ürün yine hiç sevmeyerek kullandığım gül vücut losyonuydu. Galiba bu kadar hate panin bir araya gelmesi sonucu bu projeden biraz yıldım ama sonuçta bitirdim. Şişesini saklayacağım seyahatlarde kullanırım. 

Mavi şişede otel şampuanlarından yaptığım vücut losyonu vardı ve bitti. O da çok zevkle kullandığım bir şey değildi, bir başka hate pan..

Loreal'in yüz kremini maalesef ki bitirdim fakat elimdeki Frudia krem de yüz kremi olarak kullanılıyormuş onu öğrenince ona geçtim. Fakat elimde başka krem yok, elimdekinin bitmesine yakın satın almalıyım. 

Yine Frudia'nın el kremini proje içindeyken almıştım, severek kullandım, kokusu çok güzeldi. Nemlendirmesi ve emilmesi de fena değildi. Diğer çeşitlerini de belki denerim ileride ama şu an için elimdeki minik kavanozlara evdeki büyük kremlerden doldurup kullanıyorum. Bu sistemden memnunum, bir süre böyle ilerlemeyi planlıyorum. Çünkü elimdeki el ve vücut kremleri kullanmayı sevdiğim ürünler artık. 

Son olarak Yves Rocher'nin lipbalmını bitirdim. Düzlendi ama içinde kalan ürünü kullanmamaya karar verdim. Gerçek project panciler onu da kullanıyor ama benim ona takatim yok pek, senin de olmazdı sevgili okur, biliyorum. Bir lipbalmı bu derece bitirmek bile benim için bir başarıyken, onu kutlamak istiyorum. Kendime eziyete dönüştürmek istemiyorum bu işi. 

Biten ve maalesef çöpe giden ürünlerim bu şekildeydi. Devam edelim.


PROJECT PAN GAZİLERİ

Bu ürünleri proje boyunca takip etmiştik. Daha doğrusu roll onu yeni kullanmaya başladım ama proje devam etse de onun ilerlemesini takip etmeyi planlamıyorum çünkü roll-on kategorisinde amacıma ulaştığımı söylemiştim. 

Soldaki body mist gerçekten kokusu güzel olsa da benim canımı sıkmaya başladı. Artık bir notkada bitmesini çok istiyorum fakat sanırım mayısta falan ancak bitecek.

Sağdaki uni baby kolonyası içinde ise Eyüp Sabri bebek kolonyası var. Onu da kullanmakta zorlanıyorum. Gerçekten sevmiyorum pek ve bu ürün de bir başka hate pan diyebiliriz. Şişesini ayrı sevmediğim için de bu şişeye aktarmıştım, biliyorsun.



CANLARIM

İşte minik, tatlı ve şirin kalbime taht kuran bebek kolonyası serisi. Valla sevgili okur project pan iyiydi de aynı ürünleri kullanmaktan gerçekten çok sıkıldım. Uzun zamandır istediğim kokuları da zaman içinde topladım. Orman esintisi Yaren'in hediyesiydi, soldaki ve sağdakini de kendim aldım. Valla hepsi de benim bebeklerim (literally) ve hiçbirinin varlığından pişman ya da rahatsız değilim. Bir noktada bitecekler ve o nokta pek uzak değil muhtemelen, biliyorum. Bu yüzden sıkılmadan kendimi yormadan kullanacağım bu kolonyaları. 



BUNDAN SONRA NE OLACAK

Bir şey olmayacak. Canım tekrar projeye başlamak istediğinde başlayacağım, elimdeki ürünlerden sıkılıp bitirme maratonuna girdiğimde tekrar ürünlerimizi seçip hedeflerimizi belirleriz; ama o zamana dek ancak bitenler postu filan atarım. Çünkü biten ürünleri kaydetme işini sevdim. Bir de arada panlamak istediğim ürünler olursa bahsedebilirim. Örneğin yukarıdaki body mist ve ruju da panlamaya başlıyorum. Kayda değer ilerlemeler kaydedersem ya da bittiklerinde gelişmesinden haberdar ederim. Sağdaki yine bir heves alınıp çok da bayılınmamış bir body mist, neyse ki diğerine göre çok çok daha az miktar var içinde. Bitmesi zor olmaz yine de ama bu üçlü hate pani kullanırken gerçekten sevdiğim parfümlerimi hiç kullanmıyorum ona üzülüyorum. Neyse işte ders olsa body mist konusunda dikkatli olayım bundan sonra.

Soldaki de bir likit ruj. İlk likit rujum ve likit rujları hiç sevmediğimi fark ettiğim ürün. Sürümü kolay değil bence. Kalıcıkları normal rujlara göre daha iyi ama ben çok kalıcılık arayan bir insan da değilim. Neyse bu minik şeyi bazen allık olarak bazen dudaklarımda falan kullanacağım, bakalım bitirebilecek miyim ya da ne zaman bitirebileceğim. İzlediğim bazı project panciler bunlardan bir sürü bitiriyor hem de tam boyunu falan, nasıl bir his çok merak ediyorum. 

Öyle işte. Belki bir sonraki postta favori ürünlerimi ya da hakkını vererek kullandığım far paletlerimi gösteririm. 

Sevgiler,

Didem

01 Mart, 2025

Project Pan 4. Güncelleme

 Merhaba sevgili okur,

1 ay daha geçti. Project pan ve low buy year challengelarımızda bazı gelişmeler oldu. Bazı heyecan verici sonuçlarımız var; fakat bazı satın alımlar da yaşandı. Hepsinden sırayla bahsedeceğiz. 

Öncelikle project pane yakışır bazı girişimlerde bulunarak şu otel şampuan ve vücut losyonlarını karşıma aldım. Bunlar genelde verildiği yerde kullanmadığım ürünlerdi. Çünkü ben nereye gidersem şampuanımı da yanımda götürürüm ve bu otel şampuanları asla kaliteli değildir. Yine de verildiği için bavuluma atar,  bir sonraki seyahatte kullanırım niyetiyle saklarım. Bir sonraki seyahat gelse de bu şampuanları kullanmaya sıra hiç gelmez. Çünkü sevgili okur bilirsin ki bunlar saçı keçeleştirir, ne kokusu vardır ne güzel köpürür, bu yüzden de insanın eli asla gitmez. Ben de hiçbir seyahate bunları götürmeyeceğime kanaat getirince hepsini gördüğün mavi şişeye boşalttım ve vücut losyonu olarak kullanıyorum. Zaten az bir ürüncü ama ilerlemesinden bahsedeceğim. Bu şişelerin içinde kalanlar da oldu tabi, makyaj fırçalarımı yıkarken içlerini çalkalayarak kullanıyorum ve gerçekten iç rahatlığıyla bunları emekli ediyorum. Belki şişeleri geri dönüşüme atarım belki seyahatlerde kendi şampuanımı koymak için kullanırım buna henüz karar vermedim. Fakat sanırım dönüşüme yollarım çünkü elimde yeterince boş şişe var. Henüz bir karar veremediğim nokta bu ürünlerin minik sabun halleri. Birkaç tane var elimde. Onları nasıl değerlendireceğimi bilmiyorum. Bir yöntem arıyorum. Bulursam seninle de paylaşırım. 


BİTENLER!!!

Bitenlerimiz bu ay güzeldi sevgili okur. 

Öncelikle Uni baby'nin kolonyası bitti. Çok şükür!!! Gerçekten pek sevmeyerek kullandım. Evde body mist gibi sıkıyordum. Bir daha kesinlikle almayacağım bir ürün. Çünkü yerine yenileri geldi zaten...

2. ürün Yves Rocher'nin kayısılı vücut peelingi. O da bitti. Ambalajı keserek içindekileri de bitirdim. Çok etkili mi emin değildim ama şu anda kullandığım peelinge kıyasla baya etkiliymiş. Ama yeniden almam çünkü peeling kategorisini gerekli bulmuyorum.

3. boş şeffaf şişe Johnson's Baby kolonyasıydı. Onu da body mist gibi kullanarak bitirdim sonunda. Onu da sevmedim ve yeniden almam.

4. kolonya gül kolonyasıydı. Elimde iki tane vardı. Birini bitirdim diğerinde de ilerleme var. 

5. şişeyi ibretlik olarak koydum sevgili okur. Bu şişeyi ben eylülden beri bitirmişimdir. %100 doğal gül suyuyla gönül bağım var. Bunu da Isparta'dan almıştım ve elimde iki bidon daha var. Evet sevgili okur, onlar da bu boy... Bu bidonu da saklayacağım, Eyüp Sabri'den kolonya doldururum diye düşünüyorum. 


Ayrıca makyaj ürünü olarak da 1 tane kapatıcı ve 1 tane ruj bitirdim. 

Bu kapatıcıyı uzun zamandır kullanıyordum, memnunum. İndirimde filan denk geldikçe alıyordum. Ama bundan peş peşe birkaç tane bitirdiğim için artık yeni bir şeyler de denemek istiyorum. Bu sefer de Fit Me kapatıcıya geçtim. Şimdilik ondan da memnunum. 

Muhtemelen ilk rujum olan emektarı da artık emekliye ayırıyorum. Gerçek project panciler bunun içinde kalan kısmı da ruj fırçasıyla falan kullanıyorlar ama bu rujun ne kadar eski olduğunu söylemek bile istemiyorum, ilk rujum deim sana! Zaten çok uzun zaman önce vedalaşmam gerekliydi; fakat rengini çok sevdiğim için bitmesini bekledim. Artık tamamen sıfırlandı, fotoğraftan ne kadar görünüyor bilmiyorum. Sürülmüyor. Ambalajı da baya eskidi, ilk alındığı halini hatırlamıyorum bile. Neyse güzeldi, çok severek kullandım ve yeni keşiflere hazırım! Zaten elimde severek kullandığım başka rujlar da vardı onlarla devam ediyorum. Ruj alışverişim de yok.

Sıvılar!!!

Aşağıda gördüğün Eyüp Sabri bebek kolonyası'nı pek sevmiyorum biliyorsun Sevgili okur. Ama şişesini de ayrı sevmiyordum. Sprey kısmı hiç iyi değildi bence, tazyikini beğenmedim. Bu yüzden öncelikle onu Johnson's Baby'i koyduğum boş şişeye koydum. Ama boş şişenin de sprey kısmı bozuldu. Dolayısıyla bu sefer de Uni Baby'nin şişesine koydum (altta). Ve artık bu ürün de aktif olarak kullanılıyor.


Yumoş spreyde bir ilerlememiz var. Bunları Yaren'in önerisi üzerine kazaklarda kullanmaya başlamıştım. Bu azalma da o şekilde oldu. Artık saldım ben bunu, kazaklarda kullandığım haliyle her ay belli bir ilerlemesi oluyor, bir noktada biter herhalde. Hatta acaba biterse alır mıyım diye bile düşünmeye başladım. Ama bunu düşünmek için baya bir vaktim var. Henüz kararımı vermiş sayılmam.

Body mist: Yine bir azalma var ama bitmedi. Bu ay koku konusunda odağımı kaybettim ve parfümlerimi özleyerek onları kullanmaya ağırlık verdim. Yine de body misti diğer aylar kadar kullandım. Sanırım 3-4 ayı bulur bitmesi. Cidden ne zormuş body mist bitirmek. Bir de bebe kolonyaları daha güzel aslında, body mist bir daha almamak lazım, tabi eğer gönül ferman dinlerse....

Uni baby kolonya şişesine yukarıdaki Eyüp Sabri bebek kolonyasını koydum. Başlangıç ve ilerleme çizgilerini de işaretledim. Tıpkı uni baby'nin kendi kolonyası gibi sabit bir hızla ilerliyor. Bu şişede kullanımı daha kolay olsa da kokuya bayılmıyorum. Yine bitirmesi 3-4 ayı bulacak. Ama bebek kolonyası kategorisinden eklenen bazı ürünler de oldu....... Belki gösteririm.......

Peeling: Yves Rocher'nin kayısılı peelinginin yanında oldukça vasat kaldı. Bunu vücuda sürüp kese yapmak öneriliyor da kese zaten tek başına da yapabilirim, neden bu ürünü kullanayım hiç anlamadım. Tek başınayken içindeki tanecikler o kadar minik ve güçsüz ki kendilerine hayrı yok. Dolayısıyla çöpe atmamla kullanmam arasında hiç fark göremiyorum bu ürünü. Ama arada kollarıma falan sürerek bitireceğim. Çöpe atmayacağım. Bunun şişesini kesmeyip içini suyla doldurup çalkalarım bitirirken. Dolayısıyla boş ambalajı başka ürünler için değerlendirebilirim. En azından bir işe yarar hayatındaki ilk kezz...



Bir sonraki güncellemede muhtemelen bitmiş olacaklar:

Öncelikle Ankara'nın -11'lere giren hava sıcaklıkları en çok nemlendirme ajanları kategorisini vurdu denebilir. Kayda değer bir gelişme sağladık uzuuuuun zamandır sürünen bu ürünlerde. Bir önceki postta nemlendiricimin elimdeki tek nemlendirici olması hasebiyle bitmesini istemediğimi söyemiştim ama sanırım üçte biri kaldı. Çok kısa sürede bu kadar azaldı çünkü o kuru soğuklar yüzümü pul pul kuruttu. Ben de bol bol kullanmak durumunda kaldım. Canım sağolsun ne diyelim. Elimde zaten Frudia'nın bir kremi vardı o da yüz nemlendiricisi olarak kullanılıyormuş. Bilmiyordum. Ona geçerim. 

Himalaya'nın kremi ise bitti sayılır. Bir ya da iki kez sürecek kadar kaldı. Yine bir sonraki güncellemede kesin bitmiş olanlar kategorisine gidecek. Ondaki bu azalma trendi elimdeki diğer nemlendiricilerde de bazı ilerlemeler sağladı.

                                                               

Otel şampuanlarından oluşturduğum shower gel: Az kaldı baya, sanırım iki kullanıma falan biter. 

Roll-on: Çok az kaldı. Bir haftaya kadar biter. Bildiğin üzere elimde 2 tane daha vardı, onlardan birine geçerim. 


Nemlendirme Ajanları

Gül Şampuanı: O aslında bitti, ama yanındaki gül vüvut losyonuyla birlikte burada bahsetmek istedim. Gül şampuanı da otel şampuanları kadar memnun kalmadığım bir ürün oldu. Kokusunu da sevmedim, köpürmesi de iyi değildi. Normal şampuanımla birlikte kullandım. Zaten bunları kullanmaya elim hiç gitmiyordu ve bir köşede çook uzun zamandır bekliyorlardı. Bu proje tam da bu gibi bıraksam sonsuza kadar duracak ama çöpe de atamayacağım ve benimle 3. evlerine (şaka değil) taşınacak ürünler için iyi oldu. Elimden çıkıyorlar. Sağdaki gül vücut losyonunu da hiç sevmedim. Bence nemlendirmesi de iyi değil kokusu da. İlginç bir şekilde markanın %100 gül suyunu bidonla bitirirken diğer ürünlerini hiç sevmedim. Ama 10 günde falan bu şekilde ilerleme kaydettim, kalanını da bir haftaya 10 güne bitiririm. Bunların şişelerini seyahatlerde kendi ürünümü taşımak için kullanabilirim. O açıdan saklayacağım. Bu arada sanki ufaktan ev çöp eve dönecek gibi hissediyorum hiçbir ambalajı atmadığım için ama hayırlısı... O otel boyları en azından dönüşüme yollayayım ben.




Eyüp Sabri'nin kiraz çiçeği kokulu losyonunu hem evde kullanıyorum hem de minik kavanozlarda yanımda taşımaya başladım. Ona da aktardığım için bu derece bir azalma var. 

Yves Rocher'yi de hem kavanozda yanımda taşıyorum hem de evde kullanıyorum. Bu ikisini aynı anda kullanıyor gibiyim. Kiraz çiçeğini banyoya koydum. Himalaya'nın azalmasıyla biraz odağımı kaybettim, bir de bu sürede ben zaten kullanıyorum diye bazı nemlendirici alışverişlerim oldu..... Onları da kullanmaya başladım. Neyse bunun hesabını sonra vereceğim. Devam edelim.

Sonuç Olarak;

Bu ay biraz karışık bir ay oldu. Geçen ay Samsun'a gideceğimiz için sonuçları 1 hafta erken yazmıştım. Samsun'da bu ürünlerin çoğunu kullanamadım. Evime dönünce rutine de geri döndüm. Genel olarak project pan ürünlerine sadık kaldım ve güzel ilerlemeler oldu. Ama parfümlerde örneğin biraz çeşitlilik aramaya başladığım bir ay oldu. ikincisi, nemlendiricilerimdeki azalma kendime alışveriş yapmayı hak görme gibi bir mantığa neden oldu ve almamam gereken şeyleri aldım. En zayıf kategorim olan vücut losyonu ve kolonya kategorisinde bazı alışverişler yaşandı.

Bunun yanında ne zamandır dolapta duran, hem yer işgal eden hem bir şeye yaramayan otel şampuanlarına savaş açmam bir kazanım oldu. Onları da sırf bitsinler diye israf etmedim, aksine içlerini çalkalayarak kullanıyorum. 

Genel olarak projeden memnunum. Dolapta ürün biriktirme, kullanmadığın halde saklama ya da kullanmamaya kıyamama alışkanlıklarımı bıraktığımı düşünüyorum. Makyaj malzemelerimde de pek kullanmadığım paletlerin tadını çıkarıyorum. Kendimi kullanmak için zorlamıyorum ama sana daha önceki postlarda gösterdiğim paleti kullanmaya devam ediyorum. Onda bir renk var dibini görmek istediğim, onu gördükten sonra da yine pek az kullandığım bir renkli palete geçeceğim. Onun da biraz hakkını verelim.

Bir sonraki postta bu süreçte aldıklarımı göstersem mi diye düşünüyorum ama kararsızım sevgili okur çünkü kantarın topuzu kaçtı... 



23 Ocak, 2025

Project Pan 3. Güncelleme

Merhaba Sevgili Okur,

Project pan'in 3. güncellemesinin zamanı geldi çattı, zaman ne çabuk geçiyor insan anlamıyor. Böyle böyle ömür geçiyor.......... Ne diyorum yahu, konuya dönelim. Öncelikle yemek projesinde çok iyi gittiğimi söylemem gerek. Buzlukta bulunan yiyecekleri bol bol tükettik bu süreçte ve marketten yalnızca süt, yoğurt gibi almam elzem olan şeyleri aldım. Çok da zorlanmadım aslına bakarsan, Samsun'a gidip geldikten sonra da belki devam edebilirim. Ayrıca 1 hafta vegan beslenme, 1 hafta glutensiz beslenme, 1 hafta laktozsuz beslenme gibi deneyler de yapmak istiyorum. Belki bunlara yönelik yemek planları da hazırlarım sonrasında. 

Normal project pan'e gelirsek, güzel bir ay olduğunu düşünüyorum. Low buy planlarımda da iyi gidiyorum bence, böyle bir karar vermemiş olsam alacağım çok şey olurdu. İlla büyük ve masraflı şeylerden bahsetmiyorum ama herhangi bir satın alımda biraz daha dikkatliyim. Bu mutfağa bile yansıdı örneğin. 

Bu ay makyaj palzemelerinin project paniyle ilgili olaraksa bir karar aldım ve project pandan makyaj ürünlerini çıkarmaya karar verdim. Çünkü benim izlediğim project pancilerin onlarca ruju, glossu, dudak kalemi filan olduğu için ben de koymuşum bence dudak ürünlerimi ama benim sana gösterdiğim ve bitmek üzere olan dudak ürünlerimden başka pek ürünüm yok. Bir de geçtiğimiz aylarda çıkardığım eyeliner ve rimel envanterim beni korkuttu, ama aslında yine project pancilerdeki gibi onlarca farklı ürün deneme arzusundan değil evde olan ürünün varlığını unutmaktan almıştım ben onları. Ki eyelinerlar ve rimeller açık değil, dolayısıyla bir noktada kullanıp bitireceğim. Yeni rimel almıyorum, böyle bir arzum da yok. Sorunum renkli kozmetik çılgınlığı değil de B12 eksikliğiymiş... Bir de bu kozmetik ürünlerini, özellikle farı panlamaya başlamak bende normalde yapmayacağım zamanlarda da makyaj yapma sonucu doğurdu. Bu durumdan rahatsız oldum. İstediğim zaman istediğim renkte makyaj yapmak istiyorum ben. Sonucu makyajı kendimizi iyi hissetmek için yapıyoruz ama ben iradem dışı, projenin iyiliği için makyaj yaptığımda hem çok fazla olmayan malzemeleri daha erken bitirme ve yenisini alma gibi bir sorunla karşılaşma ihtimalim vardı hem de kendimi iyi hissetmediğim makyajları yapma riskim. Far paletindeki gelişmeleri ya da rujlar biterse falan gelişmeleri anlatırım ama bu postlarda ilerlemelerini paylaşmaktan vazgeçtim. 

Uzuuuun bir girizgahtan sonra işin eğlenceli ve heyecanlı kısmına geçebiliriz. Burada da bu arada bir farkındalık daha kazandım, yani ben çok geniş koleksiyonu olan insanları izleyerek bu projeye başlamak istemiştim ama benim vücut losyonu, parfüm gibi ürünlerim de çooook uzun aylar ya da tam bir 2025'i alacak kadar yokmuş bence. Benim sadece ürünleri kullanmayı unutma gibi bir sorunum varmış. Elime krem sürmeyi unutmayınca ürünler kendiliğinden azalıyor ve çok da uzun zaman almıyormuş aslında. Dolayısıyla projenin başlangıçta 2025 boyunca sürmesini düşünmüştüm ama benim o kadar ürünüm yokmuş.... Neyse tamam artık konuya giriyorum Sevgili Okur, sabırsızlandığını tahmin ediyorum, yılın en süper project pan postundasın....

1. Satın Aldıklarım

Minik bir sudocrem aldım ama bu işte tam da kaçınılması gereken gereksiz alışverişti, çünkü ne yapacağımı onunla bilmiyorum. Çok sevimliydi ve kavanozu sonra da kullanırım diye aldım fakat kokusu falan da bir garip. Nasıl kullanabileceğimi araştıracağım, bitirmek çok zaman almaz sanırım. Sonra da dediğim gibi ambalajıyla yolumuza devam ederiz.

Bir de rossmandan birazdan göstereceğim minik krem kutularından aldım. Ne işe yaradığını da birazdan anlatacağım. Bu süreçte çok fazla rossman, gratis ve watsons gezdim fakat gerçekten makyaj ve bakım ürünleri konusunda çok problemli olmadığımı gördüm. Bence benim problemim kıyafetlerleydi, o konuda da bu ay güzel bir süreç geçirdim. Fena gitmiyor yani low buy. 

2. Bitenler

Makyaj ürünlerinin güncellemesini paylaşmayacağım dedim ama bitenleri paylaşamaya devam edebilirim. Geçen güncellemede de neredeyse bitmiş olan highlighterı tamamen bitirdim (sağdaki). Onun başka bir rengini almıştım onunla devam ediyorum. Baya götürür beni.



Bana satıldığını söylediğim şu nemlendiriciyi bitireyazdım. Gördüğün son çentiğe geldim yani. Ama bu şekilde ürünü kullanmaya devam etmek zordu, bu yüzden ürünü kestim ve içindeki ürünü Rossmandan aldığım kavanoza aktardım. 20ml'lik kavanozu doldurdu. Onu da 2-3 kullanımda kesin bitiririm diye düşünüyorum. 



Sonrasında ise vücut losyonu olarak Yves Rocher'nin en soldaki ürününü kullanmayı planlıyorum. O da 11 Kasım'daki görselde tam doluymuş. Şimdi biraz azaldı. Çünkü onu bu ay bir süre el kremi olarak kullandım. Yine Rossman'dan aldığım yukarıdaki kavanozdan bir başkasına (2 adet almıştım) aktardım ve çantamda taşımaya başladım. Geçen güncellemede çantamda taşımak için minik krem aldığımdan bahsetmiştim ama artık buradan o kavanozlara aktararak taşımaya karar verdim. Elimde Eyüp Sabri'nin de kremleri vardı biliyorsun onları da böyle kullanacağım.  Ayrıca şaka maka sol alttaki 11 Kasım fotoğrafından 3 ürün bitmiş oldu. Şu anda Yves Rocher kullanmaya da biraz ara verdim, Himalaya'yı bitirmek istiyorum. Yapısı bana çok yağlı geliyor, tekrar almayı düşünmeyeceğim bir krem. Bitsin istiyorum. El kremi olarak onu kullanıyorum şu ara sadece. Ama Samsun'a götüremeyebilirim onu, çok fazla gelebilir orası için. Samsun'da Yves Rocher'den devam edebilirim. Sonra dönünce Himalaya'ya geçeceğim ama mutlaka.


                                                            11 Kasım                                           22 Ocak

Himalaya da çok kalmadı aslında çeyreğinden azdır yani. Ama yağlı olduğu için çok az kullanmak da yetiyor. Aşağıdaki görselde sağda yer alan ise yüz nemlendiricim. Onu da kışın düzenli kullandığım için gittikçe azalıyor. Başka yüz nemlendiricim olmadığı için bitmesini pek istemem açıkçası. 


Gelelim ilerlemesi en net görünen ve bu yüzden beni en çok heyecanlandıran kategoriye: Sıvılar!

                                               

Burada güzel haberlerimiz var, iki ürünümüz bitti. Ama dur sırayla gidelim.

Soldaki body misti baya kullanıyorum ama çok yavaş azalıyor, yani bir tam bodymisti bitirmek benim için çook uzun zaman alıyor anladığım kadarıyla. Yani "BİM'de indirimde gördüm alıvereyim ne olacak" dememek lazım. Artık daha bilinçli olduğumu düşündüğüm bir kategori bodymist ve parfüm. Çünkü zor bitiyorlar ve ziyan etmemek lazım. 

Uni Baby'nin kolonyası da saçlarıma falan sıktığım düşünülürse ennnn az 6 ay almıştır. Hiç az bir süre değil. İçinde 1-2 kere kullanmalık kaldı ama bitti sayıyorum. Bugün yarın biter çünkü, Samsun'a gitmeden kullanırım diye düşünüyorum. 

Yumoş'un spreyini arkadaşım Yaren'in tavsiyesiyle kazaklarda kullanmaya başladım. Kazaklar her giyimden sonra yıkanmaz aslında bunu biliyordum ama ben şimdiye kadar yıkıyordum. Ama bu ürünü kullanmaya ve hem kazağın ömrünü uzatmaya hem de yavaş yavaş bu ürünü kullanmaya karar verdim. 3-4 kez de kazaklarda kullandım ve fena olmadı. Az az kullana kullana bir noktada bitecek. Bütün bir 2025'i alacak olan bu ürün olabilir belki.......

Roll on tam da tamin ettiğim gibi ilerliyor. Bir roll-on 4 ay falan alıyormuş ve 2 tane daha yedek ürünüm var. Bu çok gereksiz mesela. Ama üçü paket olarak uyguna geliyor diye almıştım. Sanırım 2025 boyunca bu kategoriden ürün almama gerek olmayacak. Öyle görünüyor. Elimdeki de bu ay ya da 40-45 güne falan biter gibi duruyor. 

Veee adidas parfüm de bitenler arasında! Onu hala çok seviyorum, bir tane daha vardı elimde ve biraz ara verip özledikten sonra kullanmaya başlayacağım. Aslında kullanırım şimdi bile çünkü çok sevdiğim bir koku ve piyasada artık bulunmuyor. Bazen de vedalaşmayı bile gerek.

En bariz azalmanın olduğu ve beni en çok sevindiren iki ürün ise iki adet kolonya:

                                                              

Gül kolonyaları hediyeydi. Bir tanesini tuvalete koydum ve günde 5-6 fıs kullanarak bu derece azalttım. Durup dururken sıkıp bitirmeye çalışmıyorum yanlış anlaşılmasın, onu kullanmasam Eyüp Sabri kiraz çiçeği kullanırdım, bunlar da bir köşede sonsuza kadar beklerdi. Bunları değerlendiriyorum. Gül kolonyalarının ikisi de hediyeydi, güzel aslında ama benim kolonya kriterimi çok karşılamıyor ve çok parfümlü kalıyor. Bu yüzden çok elim gitmiyordu. Ama kullanınca da seviyorum. Biri bitince diğerine geçeceğim. Şişelerine başka kokular doldurarak kullanabilirim.

Soldaki ise Johnson's baby kolonyaydı. Onu da pek sevmiyordum elimde ama bu şişeden body mist gibi kullanmaya başladım ve o şekilde sevdim. Dolayısıyla da baya kullandım. Yine de bitse özlemini çekmem...


Son kategorimiz geçen postta panlamaya başladığım bir tırnak bakım jeli ve body peeling. 

Tırnak bakım jelini başta düzenli kullanıyordum ama sonra yine unuttum ve elim gitmemeye başladı. Zaten çok az kullanmak yetiyor bu yüzden de çok az azaldı. Peelingin ise 1-2 kullanımı kaldı aslında. Onu da kesip kullanırım muhtemelen. Haftada 1 kullanarak azaldı. Elimde yine bana zorla satılan bir tane daha peeling vardı bitince de ona geçeceğim. 




Eveeet projenin ilerlemeleri bu şekildeydi. Bu takip sisteminin benim için en iyi yanı bir ürün ne kadar sürede kullanılır, kenarda tutmaya gerek var mı, varsa kaç tane gereklidir gibi sorulara akılcı yanıtlar bulmama yardımcı olmak oluyor. Örneğin işte 3 tane roll on paketini indirimde diye almaya gerek yok, bir tanesi zaten 4 ay sürüyor. 4 ay sonra alabilirim. Ya da kolonya ve body lotionlardan korkmama gerek yok, çok tüketiliyorlar. Yine de akıllı alışveriş yapmak lazım. Bir de, makyaj ürünlerinden keyif almak lazım. Makyaj tam keyif işi olmalı. 

Öyle işte. Bu ay çıkardığım dersler de bunlardı. Sonraki güncellemelerde görüşmek üzere sevgili okur.




15 Ocak, 2025

Dikkat, project pan sahası, girilmez!

 Merhaba Sevgili Okur,

Yeni bir challenge'a daha başlıyorum. Evi kocaman bir project pan sahasına dönüştürmemin bir sonucu olarak mutfağı da şantiyeye çeviriyorum. Buzdolabım da buzluk da pek dolu. Kavanozlarca konservem var, elbette hepsi bir an tüketmek için değil ama kış boyu tüketebilmem için düzenli olarak kavanozdan ürün kullanmam gerekli. Aksi halde önümüzdeki yaza da sarkıyor, ki geçen yıl öyle olmuştu. Yazın üstüne yenileri de eklenince yine nerelere sığdıracağımı bilemediğim kadar çok kavanozum oluyor. Buzlukta da smoothie için dondurulmuş meyveden ekmeğe, fırına atıp pişirilecek yemekten et ürünlere kadar pek çok kategoride malzeme var. Hem buzluktaki karışıklığı hiç sevmediğim için tüketmek istiyorum, hem de önümüzdeki haftalarda Samsun'a gideceğim için oradan getireceğim ürünlere yer açmak istiyorum. Bir de bakliyat, pirinç gibi ürünlerden de getiririm muhtemelen. Yani yer açmak istiyorum sevgili okur, yer!!


Bu projeye Samsun'dan döndükten sonra mı başlasam dedim önce ama no cheating!

Aslında ben planlı bir yemek planı oluşturan ve ardından markete giderek ihtiyaçları alan bir insan olduğum için mutfak konusunda kendimi maskaralar kadar sorunlu görmüyorum. Ama mutfakta da dolmalık fıstık, kuş üzümü gibi ürünlerde; maskaralarda olduğu gibi evde olduğunu unutma ve dursun diye alma hastalığına yakalanmışım. Bu yüzden evde fazlaca dolmalık fıstık ve kuş üzümü var, iç pilav yaptığım gün sayısı ise yılda bir elin parmağını geçmiyor.... Dolayısıyla önce yemek menüsü oluşturup sonra alışveriş yapma metodundan evdeki ürüne göre yemek menüsü hazırlama usulüne geçmeye karar verdim. Bu süreçte hiç alışveriş yapmamam mümkün değil, bu yüzden belli kurallar belirledim. Temel kural, ana malzemeyi evden kullanacağım, yardımcı malzeme satın alabilirim. İki örnekte çok güzel açıklanabileceğini düşünüyorum. Örneğin kısırın ana malzemesi köftelik bulgurken, yardımcı malzemeler maydonoz ve taze soğandır. Yani köftelik bulgur alamam ama yeşillik alabilirim. Bir diğeri, mantarlı makarnanın ana malzemesi, yani o yemeği o yemek yapan öğe, mantardır. Ama makarna da almayı düşünmüyorum açıkçası. Evde yeterince var ve çok sık yemiyoruz. Bu şekilde düşüneceğim yani. Sonuçta bulguru kaynatıp yemediğimiz için onu yemeğe dönüştürecek olan malzemeleri alabilirim.

Almakta serbest olduklarım:

  • Yardımcı malzeme (bu konuda dürüst olacağım, kendimi de seni de kandırmayacağım)
  • Limon
  • Yoğurt
  • Süt
  • Patates, soğan ve içine evden de malzeme koymak şartıyla taze sebze. 

Örneğin evde hiçbir malzemesi olmayan bir yemeği yapmaya karar vermek yerine, evdeki kuru börülceyi değerlendirmek için bir şey yapmaya karar verip, onun içinde yer alan elzem bir malzemeyi tedarik etme yoluna gideceğim.

25'inde Samsun'a gideceğiz ve öncelikle Samsun'a gidene kadar sürdürmek istiyorum. Bunda çok zorlanacağımı sanmıyorum çünkü evde pek çok şey var şu an. Ama çok uzun süre sürdürebileceğim bir proje de değil çünkü mantarlı makarna yemenin lüks olmadığını düşünüyorum. Aynı zamanda öz kaynaklarımla neler yapabileceğimi görmek, biraz yaratıcı davranmak ve kendimi zorlamak da istiyorum. Seni menülerimden de haberdar ederim sevgili okur!